Biri çıkıyor ve diyor ki :" - Hazır süt, ölü süttür. İşlem görmüş süt ölüdür. Evde güvendiğiniz birinden aldığınız sütlerle yoğurt yapın. Kansere özellikle göğüs kanserine karşı kalkan." diyor. Bir diğeri "-Açıkta satılan sütler, hastalığa davetiye." diyor.
Bir zamanlar bir sütçümüz vardı. Kadının sütü toplama değil, kendi ineklerinden sağdığı süttü. Yoğurdu çok güzel ve lezzetli olurdu. Şimdi marketten her yoğurt alışımda sanki süttozundan yapılmış yoğurt yiyormuşum gibi hissediyorum.
Geçen hafta halamlara gittik. Biz ordayken onların kapısını sütçü çaldı. Halama sütü nasıl diye sordum. O da biz her zaman bu adamdan alırız iyi dedi. Gittim kendim baktım sütü temiz bir depoda saklıyor ve buz gibi. Hatta ben halamın sütünü alırken "-Sen sütü götür üzerine birşey kaçmasın, temiz süt kirlenmesin."diyor ve gözüme giriyor. _Ver bana da ordan beş kilo süt." diyorum.
Gelir gelmez sütü kaynatıp mayalıyorum. Köylü kızı olduğum için yoğurt konusunda kendime güvenirim açıkçası. Güzel yoğurt mayalarım. Hem öyle yoğurt yapma makinesine falan da güvenmem.
Yoğurt oluyor olmasına ama çok sulu. Hem de öyle böyle değil. Ekşiliği falan yok, sadece bol bol suyu var. Baktım olacak gibi değil, süzme yoğurt yapmayı düşünüyorum. Hemen hiç kullanılmamış bir beyaz tülbent buluyorum. Güzel bir sudan geçiriyorum Yoğurdu buna alıyorum.Akşama kadar takriben 10 saat falan süzüyor böylece. (Siz daha koyu isterseniz daha fazla tutabilirsiniz tabi)
İşte sonuç yukardaki tabakta. Bir kahvaltıya eşlik ediyor yoğurt. Hem hafif hem az yağlı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder