31 Ağustos 2009 Pazartesi

ADA MEZE


Ada Meze, tamamen annemin verdiği bir isim. Aslında bildiğiniz patlıcan, biber kızarması. Üzerindeki sosu nedeniyle şakşukayı çağrıştırıyor. Öyle ya da böyle bizim evin misafir ikramı kalemlerinin başında geliyor. Kim gelecek olsa, Sevda Abla "Ada Meze" var mı diye muhakkak soruyor :) Tabii sağlıklı yaşam nedeniyle kızartmaya hasret vatandaşın bu tepkiyi vermesi son derece olağan.
Ramazanda da sofralarımızda Ada Meze.
Kayıtlarda bulunması adına buyrun malzemeler:

Adetleri kişi sayısına göre ayarlayabilirsiniz.


  • Patlıcan

  • SivriBiber

  • Kırmızı(Kombo) Biber

  • Çarliston Biber

  • Kızartmak için sıvıyağ

Sosu için



  • 3-4 adet domates

  • 1 yemek kaşığı salça

  • 4-5 diş sarımsak

  • tuz

Tüm sebzeleri zar şeklinde ufak ufak doğrayıp ayrı ayrı hazırlıyoruz. Sırasıyla patlıcan ve biberleri kızartıp kağıt havlu serdiğimiz bir tabağa alıyoruz.


Domatesleri rendeliyoruz. Bir tencerede salça, ince ince doğranmış sarımsak ve tuz ilave edip bir müddet pişiriyoruz.


Kızarttığımız sebzeleri servis edeceğimiz tabağa alıp, üzerine sosunu döküyoruz. Arzuya göre süzme yoğurt ile süsleyip servis ediyoruz.


Afiyetle,

30 Ağustos 2009 Pazar

İFTAR BEREKETİ ETKİNLİĞİ 3
PATATES SEPETİ İÇİNDE KÖFTE



Sevgili arkadaşım Sevil'in http://birdemliksohbet.blogspot.com başlatmış olduğu İFTAR BEREKETİ ETKİNLİĞİ nde bende köfte tarifimle yerimi almak istedim.Herkese mutlu,bereketli ve sağlıklı bir hafta dilerim.Ben bu sunumu internette dolaşırken gördüm siteyi hatırlamıyorum,eğer beni ziyaret edip yorumda belirtirse linkini yayınlarım.Sunumu çok beğenmiştim ama detaylı fotosu olmadığı için yapabilmek için çok uğraşmıştım,bu nedenle sizlere aşamalı olarak fotoğraflarını yayınlıyorum.

Malzemeler Köftesi için : Yarım kg.kıyma,1 yumurta,1 küçük soğan,2 diş sarımsak,2 dilim ekmek,yarım kahve fincanı süt, tuz, karabiber, pulbiber, nane, kekik, kimyon.Kızartmak için yağ.
Garnitür için : 1 Havuç,kabak,1 patlıcan,1 kırmızı biber,1 çarliston.
Sepet için : 5-6 orta boy patates
Yapılışı
Köftemiz için,bütün malzemelerimizi karıştırıp bir kaç dakika dinlendirelim ve küçük köfteler yapalım ve tavaya koyduğumuz yarım çay bardağı sıvı yağda kızartalım.
Garnitür sote için,sebzelerimizin hepsini önce ortalarından ikiye bölüp uzunlamasına jülyen şeklinde doğrayalım,tavaya aldığımız 3 yemek kaşığı sıvı yağa önce havuçlarımızı atıp kavurmaya başlayalım,onlar yumuşayınca biberlerimizi,patlıcanlarımızı ve kabaklarımızı ekleyelim ve kavuralım tuzunuda ayarlayıp servis tabağına alalım.
Patates sepetleri için,patateslerimizi soyalım,dilimleyelim.

Dilimlerin bir tanesine 7 adet kürdanı eşit olarak saplayalım.Diğer dilimi bışla ince şerit halinde keselim ve sapladığımız kürdanların bir içinden bir dışından geçirerek sepet gibi örelim.Bol ve kızgın yağa atıp kızartalım.
Servis tabağına aldığımız sebze sote garnitürümüzün üzerine kızarttığımız sepet örgü patateslerimizi alalım ve içine kızarttığımız köftelerimizi dolduralım.



30 Agustos Zafer Bayrami ve Sonbahara Merhaba

30 agustos - Zafer Bayrami

''Ulusumuzun büyük önderi, ordularımızın ebedi Başkomutanı, eşsiz devlet adamı yüce Atatürk, senin liderliğinde Türk milleti ve ordusuyla gerçekleştirdiğin Büyük Taarruz ve 30 Ağustos Zafer Bayramı'nın 87. yıl dönümünü kutluyoruz.
Ruh'un
şad olsun. Seni seviyoruz. Hep sevecegiz."

@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@


Merhaba
Sonbahar 1 Eylulde bize merhaba diyecek. Uzun ve guzel bir yaz arkamizda kaliyor artik.
Hava sicakligi hissettiriyor kendini. Sahilde yasamama ragmen sabahlari serin, oglenede dogru bastiran bir sicaklik aksam ustude usul usul esinti kendini gosteriyor artik.

Ramazaninda etkisi ile sahillerde bosluk yasiniyor. Yabanci turistler keyfini cikariyor plajlarin.
Sonbahar demek kis yaklasiyor demek.
Gunesin tum enerjisi tukenmeden karinca misali bir cogumuz hormonsuz sebze ve mevyelerden kisliklarimizi hazirlamaya basladik.
Bende elimden geldigince, vakit buldukca kendimce kis icin hazirliklar yaptim. Yemek gurubumuzda detayli paylastik hepimiz bu konulari gunlerce.
En saglikli, en leziz neler hazirlayabilir kis mevsimi icin diye.
Kisin her turlu sebze meyve ulkemizde mevcut ama herseyi mevsiminde tuketmekten yanayiz biz gurupca.
Bende gurubumuzdan ogrendiklerimden, eski tecrubelerimide birlestirerek hazirladim kendi mutfagimi kis icin.

Patlican ve biberlerim kurudu. Patlican icin izledigim yoldan bahsedeyim. Hepimiz biliriz patlicani tuzlariz once pisirmeden once, yada tuzlu suda bekletiriz.
Acisi ve siyah suyu ciksin diye.
Kuruturkende ayni islemi yapiyorum bende.
Patlicanlari dolmalik icin hazirliyorum once, sonra iple dizip kalin tuzlu suda birkac saat bekletiyorum. Sonrasinda asip kuruma islemine basliyorum.
Biberler icin ise buna gerek yok. Temizleyip iclerindeki tohumlari ipe dizmek yeterli.
Dogal gunes isiginda kurudugu icin ve organik aldigim biberlerin kurumus rengine kendim hayran oldum acikcasi :))

Fasulyelerimde organik. Isyerimden arkadasim Odemis Izmir'den. Annesinin bahcesinden getirdigi fasulyeleri ayikladim. Terasa bir ortunun uzerine yaydim. Ve kuruttum. Kisin haslayip kavurmasini cok seviyoruz biz.


Evet sira geldi uzumlerime. Yemekbiz gurubumuzda bu konuyu epey bir arastirdik. Bende kendimce uzumlere hic bir islem yapmadan direk salkimlarindan ayirmadan terasta sofra bezinin uzerinde kuruttum. Dogal yolla kurudugu icin rengi koyu oldu. Ama inanin oyle lezzetli, oyle tatli.

Hicbir ilac veya baska islem yapilmadan kurutulan tum mevyelerin renginin koyulastigini soyledi pazarda organik urunler satan Kirazli koyundan olan satici. Kayisilarda kuruyor daha. Gercekten rengi koyulasmaya basladi onlarinda. Kurumasi icin katki maddesi konulan meyvelerde renkleri sabit kalirmis, fakat dogal yollarla kuruyanlarda bu mumkun olmazmis.
Carsidan aldigim kuru uzumleri ve kuru kayisilari kullanmadan once islatiyorum, yikiyorum ben. Hep suyun uzerinde biriken bir yagimsi bir katman oluyordu, bu nedir diye merak eder dururdum.
Dun aksam kendi kuruttugum uzumleri suya biraktim. Denemek icin. Sabah kalktim su hala berrakti. Bu beni sevindirdi. ORganik meyveler organik kuruyunca Zeynep mutlu oldu.

Salcalarim, sise domateslerim ve recellerim kis icin hazir.
Sizlerinde kisa hazirlik icin yaptiklarinizi bizlerle paylasmanizi istiyoruz.
Ne kadar cok bilgi paylasirsak birbirimizle o kadar hamarat oluyoruz bir hanimlar degil mi?

Sonbahara tekrar merhaba.
Saglikli ve mutlu gunler bizlerle olsun herzaman.

Zeynep Tore .

29 Ağustos 2009 Cumartesi

Ramazanın İlk İftar Daveti

Bu senenin ilk iftar davetinde arkadaşımızı ağırladık.. Ramazanın bereketine her zaman inanmışımdır, bu yüzden de çok çeşit yapmamak için kesin karar alıp iftariyelik, kuymak, tel şehriye çorbası, tavuk, pilav, salata, zeytinyağlı fasulye, börek ve tatlı olarak da irmik helvasıyla kendimi sınırladım..

Buna rağmen zeytinyağlıya el sürülmediğini söylesem?

28 Ağustos 2009 Cuma

MANTARLI DEREOTLU PİLAV


Şimdiye kadar mantarla ne yaptıysam beyendim.Bazen patlıcanlı mantar dolması yaptım, bazen mantar sote yaptım ,bazende çorbasını , salatasını bu seferde pilavını denedim ve ailecek çok sevdik.(yeşil yazılara tıklayarak tariflere bakabilirsiniz) Bu pilavın iftar sofralarına da yakışacağını düşünüyorum.Ben mantarı hazır kavanozda konserve olarak satılandan kullandım bu yüzdende pirinçle beraber kavurdum.Plastik tabakta satılandan alırsanız doğradıktan sonra limonlu suda haşlayıp ,süzüp ,kurulayın ,bir tavada 2 kaşık sıvıyağ ile kavurunki rengi biraz sarı olsun.Tarifim 6 kişiliktir.

MALZEMELER:

2 çorba kasesi pirinç
200 gr.kadar mantar
1 yemek kaşığı tereyağ
biraz sıvıyağ
3 çorba kasesi su
tuz
bol dereotu
bir kaç damla limon suyu

YAPILIŞI:

Pirinci ayıklayıp derin bir kaba alın üzerini üç parmak geçecek şekilde sıcak su ve bir çay kaşığı kadar tuz atıp onbeş yirmi dakika bekletin.Daha sonra süzüp bir kaç kez yıkayın.Mantarları yıkayıp ince ince doğrayın.Tencereye tereyağ ve bir iki yemek kaşığı kadar sıvıyağ koyup eritip pirinçleri ve mantarları katın beş altı dakika kadar kavurun.Üç kase su katıp ,tuzunu ekleyip limon suyu damlatıp pişmeye bırakın.Üzeri gözenek gözenek olunca pişmiş demektir.Altını kapatınca ince ince kıyılmış dereotlarını katıp tencereye kağıt havlu koyup kapağını kapatın on beş dakika demlenmeye bırakın.Güzelce karıştırıp servis edin.Afiyetolsun.

MİM VE EVDE NE VARSA PASTASI
Selamlar arkadaşlar hepimize hayırlı cumalar olsun ,sevgili arkadaşım fatma beni istek mimiyle mimlemiş,ah ah gönül neler istemiyoki neyse ben cevaplamaya başlayım.
Şu anda istediğim beş şey.,
1-Önce sağlık
2-Çocuklarımın iyi bir eğitim almaları
3-önce araba sonra ehliyet almak
4-Evimde değiştirmek istediğim eşyalar var onları bir an evvel değiştirmek
5-Bayram temizliğini hayırlısıyla bitirebilmek
Şimdi sıra geldi pastaya dokuz ağustos oğlumun doğum günüydü,bende mutfağa girdim pandispanyayı her zamanki tarifimle yaptım.
Daha sonra şantiyi hazırlayım dedim baktım bir poşet şanti kalmış markete gitmeye üşendim,ben de şantiyi çırpıp kekin ortasına sürdüm üzerinide çikolata sosuyla kapladım.İşte bir pratik bir pasta.
Evet arkadaşlar benden bu kadar hoşçakalın.

FINDIKLI KURABİYELER


Bunlar benim kızımın yaptığı fındıklı kurabiyeler.İlk kezmutfağa girip birşeyler yapmasınında büyük heyecanı var elbette. Anne neden hala cıvık bu hamur diye diye bir kalsada bunu mikserde çırpalım parmaklarım acıdı desede off sıkıldım ben bırakıyorum desede sonuç gerçekten mükemmeldi.Ağızda dağılan mis gibi kurabiyeler çıktı ortaya.Hem pratik hemde çok leziz..Ellerine sağlık kızım...
FINDIKLI KURABİYELER
1 paket margarin
yarım su bardağı şeker
2 adet yumurta(sarılar hamurun içerisine akları hamurun dışına)
1 paket kabartma tozu
1 paket vanilya
alabildiğine un
1 liralık kırık fındık(yeterli oluyor)
YAPILIŞI:
Oda sıcaklığında erimiş olan margarinimizi 2 adet yumurta sarılarını vanilya kabartma tı-ozu ve şekerimizi çukur bir kaseye koyar tüm saydığımız malzemelerimizi birbirine yedirerek bir güzel yoğururuz.Azar azar elekten geçirdiğimiz unuda hamurumuza yedirir kulak memesi kıvamında hamur elde ederiz.Ceviz büyüklüğünde parçalar koparıp yuvarlayıp önce yumurta akına sonrada kırık fındığa batırırz.Yağlı kağıt serilmiş fırın tepsimize kurabiyelerimizi dizer fırınımıza süreriz.Afiyet olsun...

27 Ağustos 2009 Perşembe

EZOGELİN ÇORBASI

Biz çorbayı çok severiz,birde çocuklar olunca çorba yapmak kaçınılmaz.Dün mercimek çorbası yapmak için girdim mutfağa,o da ne çok az bir mercimek kalmış.Kim gidecek şimdi markete dedim vee ezo gelin çorbasına bir dönüş yaptım :) Mutfakta ne bulduysam koydum içine,kendimi tam bir ezogelin gibi hissettim.Ankara'nın akşamları serinlemeye başlayan havasındada çok güzel oldu.Efendim,afiyet olsun bize.
Malzemeler
  • Yarım su bardağı kırmızı mercimek
  • 1 çorba kaşığı pirinç
  • 1 çorba kaşığı tel şehriye
  • 1 çorba kaşığı bulgur
  • 1 küşük patates
  • 1 küçük soğan
  • 1 tatlı kaşığı salça
Üzerine : 1 yemek kaşığı tereyağı,nane,pulbiber.
Yapılışı
Tencereye çok az yağ alıp 1 küçük soğanımızı pembeleşene kadar kavuralım,1 tatlı kaşığı salçayı ekleyip bir süre kavuralım 4-5 su bardağı suyunu ekleyelim.Mercimek,pirinç ve bulguru ayıklayıp yıkayalım ve kaynayan çorbamıza ekleyelim,patatesi soyup rendeleyelim onuda ekleyelim tuzunu ayarlayıp,kaynamaya başlayınca kısık ateşte pişirelim.Pişen çorbamızın üzerine 1 yemek kaşığı tereyağı,nane ve pulbiberle sos yapalım dökelim.
Afiyet olsun

TEPSİ KÖFTESİ

Fırında pişen yemeğin tadı daima başka oluyor. Köfte esasen aynı köfte, üzerindeki de aynı patates olmasına rağmen bu yemeği çok severek tüketiyoruz. Halen güncel bir iftar sofrası menüsü yayınlayamamış ben, Tepsi Köftesi ile bir sonraki yazıma kadar sizleri baş başa bırakıyorum.

Bu ara çok uzun sürmeyecek onu da belirtmek istiyorum:) Dün akşam iftar sonrası bir mesai ile bu akşamki konuklarım için hazırlandım. Yani bir sonraki tarifim güncel bir ramazan sofrasından geliyor...

Gelelim köfteye :)
Malzemeler: (2 kişilik - ancak 4 kişi rahatça tüketti) :)


  • 250 gr yağsız dana kıyma

  • 1 adet orta boy soğan

  • 1 çorba kaşığı tereyağ

  • tuz-kimyon-kırmızı biber-karabiber

  • 2 adet orta boy patates

  • domates,biber

Soğanı rendeleyip suyunu iyice sıkıyoruz. Kıyma, soğan ve baharatları iyice yoğuruyoruz. Tereyağını da ilave edip bir harca iyice yediriyoruz. Pişireceğimiz tepsi ya da borcamın (ortalama 20-22 cm çapında olmalı, daha büyüğü köftenin çok ince olmasına neden olacaktır) dibini yağlayıp kıyma harcımızı koyuyoruz. Elimizle bastırarak tepsinin dibine iyice yerleştiriyoruz. Patatesleri soyup yuvarlak doğruyoruz ve köfte harcının üzerine diziyoruz.Domatesleri de yuvarlak doğrayıp, patateslerin üzerine yerleştiriyoruz. Biberleri de koyup önceden ısıtılmış 170 derece fırında pişmeye veriyoruz. Ara ara kontrol ederek, gerekirse tepsimizi çeviriyoruz. Patatesler pişince yemeğimizi fırından alıyoruz.


Bir spatula yardımı ile köftemizi servis edeceğimiz tabağa çıkartıyoruz.


Afiyetle,

Servis Önerisi:

Mantarlı & Mısırlı Pilav

26 Ağustos 2009 Çarşamba

BAZLAMA

Canımın,gönül kardeşimin geldiği zamanki menüye devam ediyorum.Her zaman yenebilir ama ramazanda sahur için çok uygun olduğunu düşünürüm.Daha önceden bol miktarda yapıp dondurucuda saklayabilirsiniz.
Malzemeler
  • 1.5 yada 2 kg.un
    1 paket yaş maya
  • Tuz,1 çay kaşığı şeker,yeteri kadar ılık su
Üzerine : 1 tepeleme yemek kaşığı tereyağı,yarım su bardağı süt
Yapılışı
Unumuzu derin bir kaba alalım,yumuşak mayamızı unun ortasına koyalım 1 çay kaşığı şekeride ekleyelim,yeteri kadar tuzunu da atıp yavaş yavaş suyunu ekleyerek,kulak memesi kıvamından biraz daha yumuşak bir hamur elde edelim ve üzerini bir örtü ile kapatıp mayalanmaya bırakalım.Mayalanma işlemini bazen ılık fırına koyun yada üzerini nemli bir bezle örtün deniyor ama bence sadece hamur kabımızın üzerine temiz bir örtü ile kapatalım, bunun üzerine tekrar kalınca bir örtü örtelim ve kışın petek yada sobanın yakınına,yazın güneş gören bir yere bırakın mayalanma işlemi çok çabuk gerçekleşecektir.Mayalanma işlemini sıcak fırında yapacak olursak hamur kendini salacak ve hamurumuzu açma işlemimiz zorlaşacaktır.
Mayalanan hamurumuzu küçük portakal büyüklüğünde parçalara ayıralım ve örtümüzün üzerine koyalım.Hamurumuzun tamamını bitirdikten sonra,üzerini örtelim ve 10 dakika kadar dinlendirelim.
Dinlenen hamurlarımızdan bir tanesini alalım ve servis tabağı büyüklüğünde açalım 2 dakika dinlendirip kızdırdığımız tavaya alalım,hemen diğer hamurumuzu alıp onuda servis tabağı büyüklüğünde açalım ve tavadaki kızarana kadar dinlenmeye bırakalım,(dinlendirme işlemini yaparsak,bazlamamız çok güzel kabarır) çok kızarmadan diğer tarafını çevirelim,çevirdiğimiz taraf kızarırken kabarıp top gibi yuvarlak kabaracaktır (kabarmassa sorun değil,arada benimkilerdede oluyor) az pişirdiğimiz tarfı çevirip orayıda kızartalım ve temiz bir örtünün üzerine alalım. Bazlamamızı istediğiniz gibi yiyebilirsiniz.
Ben size benim yaptığım (rahmetli annemden öğrendiğim)sosun tarifini vereceğim.
Sos ölçüsü 3 bazlama içindir.
Sos : Bazlamalarımızı tavada ısıtalım,herbirini 4 e bölelim.1 yemek kaşığı tereyağını tavada iyice kızdıralım ve yarım su bardağı sütü ekleyelim.Servis tabağına 4 e böldüğümüz bazlamalardan birini koyalım üzerine kaşıkla sosumuzdan dökelim sonra diğer bazlamayı ve yine sos dökelim en son 3. bazlamamızı koyup sosumuzun tamamını dökelim ve bekletmeden yiyelim.
Afiyet olsun

Zeytinyağlı Yaprak Sarma

Yaprak sarma genel olarak çok sevilen bir tattır bizim evde de öyle .Anne tembel olunca iş kızına düşüyor bir tencereyi olduğu gibi sardı bu ilk denemesi değil elbette ,sadece iç kısmını hazırlayamıyor işallah onuda öğrenecek:)iç harcını biz çok baharat karışımlı sevmiyoruz sadecenane yeterli nasılmı hazırladım?Malzemeler:1/2kg asma yaprağı1 kupa pirinç1 tane kuru soğan1 kahve fincanı zeytinyağ2

Tatil Anılarından

Ramazanın altıncı gecesinden selamlar,uzun ve sıcak günler diye hayıflanan ben :)şimdiye kadarki tutmuş olduğum en rahat orucumu allahın izni ile tutmaktayım allah herkesin orucunu ve ibadetlerini dileklerini kabul etsin işallah mübarek günlerde .çok şükür her şey yoluna girdi her işin başı aslında sağlık bunu unutmamak gerekir . Hayatın akışında her zaman ilk unutulanda o olur değilmi:)Tatil

25 Ağustos 2009 Salı

KOLAY BAKLAVA

Sevgili arkadaşım,gönül kardeşim Haticem geldiği zaman zevkle yaptığım menüden,baklavanın tarifini vermek istiyorum.Kolay baklava dedim çünkü tek tek yufkalarını açmıyoruz.Bana göre kolay ve herkesin yapabileceği bir tatlı.
Malzemeler
  • 1 çay bardağı sıvıyağ
  • 1 çay bardağı süt
  • 2 çorba kaşığı yoğurt
  • 2 yumurta
  • 1 çorba kaşığı sirke
  • 1 kabartma tozu
  • Bir fiske tuz,yeteri kadar un
Açmak için : Nişasta
İçine : Ceviz
Üzerine : 150 gr.margarin yada tereyağı
Şerbeti için : 4 su bardağı su,4 su bardağı şeker,yarım limon
Yapılışı
Ön hazırlık olarak suyu,şekeri ve yarım limonu bir tencereye koyup kaynamaya bırakalım,şerbetimiz biraz kıvam alınca ocaktan alalım.Şerbetin kıvamını anlamak için çay tabağına bir kaç damla şerbet alalım,çay tabağımızı iki yana çevirirken su gibi akışkan olmamalı yada parmağımızla kontrol edelim,iki parmağınızın arasında suyu değilde şerbeti hissedin.
Hamur malzemelerimizi karıştıralım ve yavaş yavaş unumuzdan ilave ederek,kulak memesi yumuşaklığında bir hamur elde edelim.Hamurumuzu 15 dakika kadar dinlendirelim.Bu arada cevizimizi iri parçalar halinde ezelim (cevizin büyüklüğü size kalmış ben yerken cevizi baklavanın içinde un gibi sevmediğim için iri parçalı bırakıyorum).Nişastamızı derin bir kaba alalım.Dinlenen hamurumuzu iki eşit parçaya bölelim,bir parça hamurumuzu bir kenarda bekletelim diğer parçayı 20 eşit parçaya bölelim ve nişastamızın içine atalım,küçük parçalarımızı tek tek alalım ve pasta tabağı büyüklüğünde açalım aralarına nişasta serperek 20 parçayı üst üste koyalım,merdane yardımıyla üst üste olan 20 parça hamurumuzu tepsimiz büyüklüğünde açalım ve tepsiye yerleştirelim,tepsimiz kare ise açtığımız hamur yuvarlak olacağı için geniş bir yufka açıp tepsiye yerleştirelim ve kenarlarındaki fazla parçayı keserek üzerine koyalım.Ezdiğimiz cevizi üzerine serpelim.Kenarda bekleyen hamurumuzuda aynı şekilde 20 eşit parçaya bölelim,tek tek yuvarlak yapalım,merdaneyle büyütüp tepsiye yerleştirelim.Kare,dikdörtgen yada baklava dilimi keselim, tavamıza 150 gr.margarin yada tuzsuz tereyağını koyalım ve ocağa alalım,kızdırdığımız yağımızı (Tavadaki yağımız kızma aşamasında çıtır çıtır sesler çıkartır bu sesler kesildiğinde olmuş demektir yada yağın içine bir parça ekmek kırıntısı atalım ve ekmek kırıntısı hafif pembeleştiğinde olmuş demektir) kesip hazırladığımız tatlı hamurumuzun üzerine kaşıkla eşit olarak dökelim.Tatlımızı önce 100 derecelik fırında pişirmeye başlayalım,bu ısıda tatlı hamurumuz kabaracak ve çok hafif bir pembe renk alacak o zaman fırın ısımızı 170 dereceye çıkaralım ve pembeleşene kadar bekletelim.Fırından çıkınca soğuk şerbetimizi üzerine dökelim. Tatlıyı misafiriniz için bir kaç gün önceden yapıp şerbetini dökmeden buzdolabında bekletebilirsiniz.
Tatlı sıcak şerbet soğuk yada şerbet sıcak tatlı soğuk olacak.
Afiyet olsun

Canım birşey istemiyor heleki mutfağa girmek birşeyler hazırlayıp sunmak bide bilgisayardaki sorunlar beni yeterince soğuttu bu pcden:(((1 ay ara verip tam geldim derken bloğuma geri döndüm derken koca bir süprizle karşı karşıyayız ailece. Aslında beklenmedik birşey değildi bekliyorduk ama 12 sene aradan sonra ne biliyim ben olamam ben değilimdir düşüncesiyle aldığım testte sonuç pozitif ne hissediyorsunuz dersiniz tuhaf hala alışamadım sanırım bu duruma.Ama zamanı gelmişti ve eşimin ısrarları benimkini yendi yani kadınınfendi erkeği yendi sözü benim için uyarlanmamış:))Halsizlik var henüz mide bulantılarım başlamış değil 5 hafta 2 günlük.. İyi olduğum sürece mutfağa girer paylaşırım sizlerle birşeyler inşallah. Ama mutfağa giremesemde inşallah ziyaretlerinize sık sık gelemeyi düşünüyorum.Şimdilik Allaha emanet olun.Hayırlı Ramazanlar...

Şeftali Reçeli

Yaz boyunca şeftali yedikten sonra kışı da düşünerek reçelini yapmaya karar verdim, başka bir deyişle ilk reçelimi.. Gözümde büyüttüğüm, korktuğum kadar yokmuş.. Reçel yapmak o kadar da zor değilmiş. Biraz internette araştırdım, biraz da çevreme sordum ve şuna karar verdim:

Malzemeler:
1 kg. şeftali (orta sertlikte)
10-12 yemek kaşığı tozşeker (2 su bardağı)
1/2 limonun suyu

Şeftalileri elma dilimi kesip derin bir tencereye aldım, üzerlerine tozşekeri serptim. Tencerenin kapağını kapatıp şeftalilerin sulanması için 3-4 saat bekledim (benim şeftalilerim bu süre sonunda sulanmışlardı, yoksa daha fazla bekletmem gerekebilirdi). Tencereyi kısık ateşe alıp arada karıştırıp köpüklerini alarak şeftalileri yaklaşık 20 dk. pişirdim. Son olarak limon suyunu da ekleyip 1-2 dk. daha kaynattım. Soğuduktan sonra reçeli kanavoza aldım.

Not: Şeker miktarını meyvanın tadını bastırmasın diye az tuttum. Tadını daha çok alabilmek için de şeftalileri elma dilimi kestim. Reçelin açık renkli olmasını istediğim için de kararmasına izin vermeden limon suyunu döktükten sonra fazla kaynatmadım..

Afiyet olsun!

24 Ağustos 2009 Pazartesi

KAŞARLI MANTAR SOTE

mantar sote



Sanırım uykusuzluk vuruyor beni en çok. Yememişim, içmemişim .. bunlara alışıyor insan da cidden uyu, kalk, saati tekrar kur, yediğin için uyuyama, tam uyudun yine kalk, serviste uyu, uyan, işe başla .. çok fenayım çokkk..Sabah 6'da kalkmasam ne güzel olurdu :)
Ramazan ayının benim için en zorlayıcı yanı bu işte. Uyku konusu. Sabah çok erken uyandığım için ve gece de uykum bölündüğü için tabiri caizse perişan bir görüntü sergiliyorum :)
Ama tüm bu uyku sorununun ötesinde hakikaten büyülü bir şey.Yani vücuduna saat takılı gibi acıkacağı saati bilen ben, nasıl oluyor da akşam iftar saati geldiğinde dahi acıkmamış oluyorum, kendime şaşmıyor değilim.
Bu sene iftar sofralarımız son derece mütevazi.Mevsimsel olarak sanırım canım hiç ahım şahım bir şey çekmiyor.Annemin tabiri ile "bana bir tek çay yeter" moddayım.Eşim de aynı durumda.Zaten insan ikinci lokmasında tıkanmıyor mu? O yüzden henüz buraya taşıyabileceğim özel, daha önce yayınlanmamış bir yemeğim olmadı. Ben de eskilerden dem vurmaya devam ediyorum. Kaşarlı mantar soteyi aslında garnitür olarak etin yanına yapmıştım ancak yanına güzel bir pilavla ana yemek olarak da ikram edilebilir. Mühim olan mantar sevmek sanırım. Bu kilit soru. Çünkü 10 kişi dizsek mantar sevmeyen 7 kişi çıkartabiliriz :) Protein olarak son derece zengin olan mantarın kötü bir namı var sanırım. Ben çok severim ve bayıla bayıla da yerim. Ama dünya yemekseçme şampiyonu değerli eşim tabii ki kimseyi şaşırtmaz ve birçok kişinin yemediği mantarı o da yemez :) Bu menü bir misafir durumundan kalma.. Yani sırf ona pişmemiş bir yemek olduğu için "özgür kız mutfakta kendini rahat ifade edebilmiş" durumu söz konusu.

Malzemeler:
  • 1/2 kg mantar (ince doğranacak)
  • 2 adet domates (kabukları soyulmuş, küp küp doğranmış)
  • 3-4 adet biber (ufak ufak doğranmış)
  • 1 adet ufak boy soğan (küp doğranmış)
  • 1-2 diş sarımsak (ufak ufak kesilmiş)
  • 1 yemek kaşığı domates salçası
  • 1-2 yemek kaşığı sıvıyağ
  • tuz-karabiber-kekik
  • üzeri için kaşar peynir (dil peyniri de olabilir)
  • sıcak su

Mantarları güzelce temizleyip, kararmaması için limonlu suda bir müddet bekletiyoruz. Mantarlar da dahil olmak üzere doğranması gereken tüm malzemeleri hazırlayıp bir tencereye sıvıyağımızı koyuyoruz.

Önce soğan ve sarımsakları kısık ateşte soteliyoruz. Sonrasında biberleri ekleyip , yumuşayana kadar pişiriyoruz. Biberler kıvama gelince mantarları ekliyoruz. Suyunu salıp tekrar çekene kadar kavuruyoruz. Domates ve salçayı ilave edip , yaklaşık 1 -1,5 çay bardağı kadar sıcak su ekliyoruz.Baharatını da ekleyip, tencerenin kapağını kapatıp, kısık ateşte yaklaşık 5 dk kadar tüm tatların birleşmesi için pişmeye bırakıyoruz. Pişen sotemizi ısıya dayanıklı bir başka kaba (servis etmek istediğiniz) alıp üzerlerine dilim ya da rende, nasıl arzu ederseniz, kaşar peyniri serpiyoruz. Sıcak fırına verip kaşarların erimesini ve hafifçe üzerlerinin kızarmasını sağlıyoruz.

Not: Soteyi misafirleriniz gelmeden pişirebilir, fırına verme işlemi sofraya geçme aşamasında yapabilirsiniz. Bu sayede sıcak servis etmiş olursunuz.

Servis önerisi: Hafif bir tereyağı ile güzelce pişirilmiş, dana bonfilenin üzerine konarak yanına pilav ile servis edilebilir.

Afiyetle,

TOP POĞAÇA ve BİR ÖDÜL DAHA :))



Sevgili arkadaşım Zübeyde'nin,lezzetli bir tarifi.Kendisine ait olan çeyizsandığı sitesine gitmek için burayı ,buradaki diğer tariflerinide görmek için burayı tıklayın.
Malzemeler
  • Yarım paket margarin
  • 1 çay bardağı sıvı yağ
  • 3 yemek kaşığı yoğurt
  • 2 yumurta (birinin sarısı üzeri için ayırın)
  • 1 paket kabartma tozu
  • yeteri kadar tuz ve un
İç harcı : 4-5 Patates haşlayın,bir miktar sıvıyağda yemeklik doğradığınız 1 orta boy soğanı yumuşayana kadar kavurun,haşlayıp rendelediğiniz patatesleri,tuz,karabiber,nane ve pulbiber ekleyin bir iki kez karıştırıp ocaktan alın.Yada yarım kalıp beyaz peyniri rendeleyin 8-10 dal maydanoz doğrayıp karıştırın.İç harcı sizin zevkinize kalmış.
Yapılışı
Yumurtamızın birinin sarısını ayırıp diğer malzemelerimizi karıştıralım ve yavaş yavaş un ilave ederek kulak memesi yumuşaklığında bir hamur elde edelim.Mandalina büyüklüğünde parçalar kopartıp avcunuzda hafif açın ve bir miktar iç harcı koyup hamuru kapatın,avcunuzda yuvarlak bir şekil vererek yağlanmış fırın tepsisine yerleştirin.Üzerine yumurta sarısı sürüp,susam yada çörekotu serpelim.175 derece önceden ısıtılmış fırında üzerleri kızarana kadar pişirelim.
Afiyet olsun

ÖDÜLÜM :))

Sevgili arkadaşım Lamba cinim :) http://sihirlimasalci.blogcu.com/ beni bu ödüle layık görmüş. Arkadaşımın masalsı dünyasını ziyaret ederken,kendimi bambaşka bir alemde bulur ve çok mutlu olurum.Beni ödüllendirdiği için kendisine sonsuz teşekkürlerimi gönderiyorum.Daha önceki ödüllerimde olduğu gibi hiç bir arkadaşımı ayırmak istemiyorum ve herkese gönderiyorum.

Şu an bu yazıyı okuyorsanız Tebrik ediyorum :) ödül sizeee

Hepinize kucak dolusu selam ve sevgilerimi gönderiyorum.

23 Ağustos 2009 Pazar

MUHALLEBİLİ KADAYIF


Hafif pratik iftar için ideal bir tatlı ...
Malzemeler:
250 gram tel kadayıf
3 yemek kaşığı tereyağ
4 yemek kaşığı şeker
1 su bardağı fındık veya ceviz
MUhallebesi İçin:
Ben hazır sakızlı muhallebi kullandım.
Evde hazırlamak isterseniz;
1 kilo süt
1 su bardağı un
1 su bardağı şeker
damla sakızı
1 poşet kram şanti
Yapılışı:
Tavamıza margarin şeker kadayıf ve fındığımızı koyar rengi değişene kadar kavururuz.(Kavruldukça uzun birbirine geçmiş kadayıflar birbirinden ayrılıp ufalanıyor.)
Muhallebimizi pişiririz.Muhallebimiz pişip soğuduktan sonra krem şanti ilave eder çırpıcı ile çırparız.Muhallebimizde kadayıfımızda soğuk olucak.Bir kat tepsinin altına kadayıf döşer üzerine muhallebiyi dökeriz.Üzerine kalan kadayıfın yarısını dökeriz.Buzdolabında soğumaya bırakırız.Afiyet olsun.

ÖDÜLÜM VE KEMALPAŞA TATLISI


ÖDÜLÜM VE KEMALPAŞA TATLISI
Merhabalar arkadaşlar,mübarek ramazanın bereketi cümlemizin üzerine olsun.Çok değerli arkadaşlarımdan sevgili fatma beni ödüllendirmiş çok teşekkür ederim ablacım,hatırlanmak ödüllendirilmek çok güzel bir duygu bende ödülümü bütün blogcu arkadaşlarımla paylaşmak istiyorum ,iyiki varsınız iyiki sizleri tanımışım.
Bu gün kemalpaşa tatlısı yaptım şimdi bana Allah Allah bu tarifin nesini anlatacaksın diyeceksiniz ,ama şu varki ben sık sık yaparak bir iki püf noktası buldum onları paylaşmak istiyorum.
Daha önceleri bu tatlıtı paketin üzerindeki tarife göre yapıyordum,çok fazla şerbet kalıyordu ve kıvamı sulu oluyordu.Önce tencereye 750ml su koyuyorum 500 gr kadar şekeri ekliyorum şerbet kaynadığı gibi tatlıları tencereye koymuyorum.
Şerbet koyu kıvama yaklaşınca kamalpaşaları ekliyorum sık sık karıştırarak pişiriyorum.Pişenleride tek tek alıyorumki parçalanmasınlar diye,tencerenin dibinde kalan şerbeti saklıyorum tabakta şekerpareler şerbetsiz kaldığında ilave ediyorum.
Benden bu kadar yapacak olanlara afiyet şifa olsun.

YAYLA ÇORBASI

İftar sofralarının vazgeçilmezidir çorba.Yayla çorbasıda en sevdiğim çorbalardandır.
Ramamazanda da iftar sofralarına yakışır.Bizde ilk iftarımız için yaptık.Herkese hayırlı ramazanlar dileyip tarife geçiyorum.

MALZEMELER:

3 yemek kaşığı yoğurt
3 yemek kaşığı un
4 -5 su bardağı et suyu
1 yemek kaşığı tereyağ
tuz
karabiber
kırmızı pulbiber
nane
YAPILIŞI:

Et suyunu bir tencereye süzerek alın.Çorbanın kıvamını nasıl seviyorsanız ona göre dört yada beş bardak et suyu kullanın.Un ve yoğurdu bir kasede güzelce çırpın, tel süzgeçten geçirerek et suyuna ekleyin.Nane,tuz,karabiber ekleyip karıştırarak pişirin.İyice kaynayınca kenara alın.
Bazen prinçde koyarım ama bu sefer prinç koymadım içine. Bir tavada tereyağ eritin kırmızı biber katıp çorbanın üstüne dökün.Afiyet olsun.
tarif dört kişiliktir.

2. ÖDÜLÜM PARDON ÖDÜLLERİM :))
ve MEYVELİ TART



Bu benim için çok güzel bir tesadüf,'hatırlanmak güzel' diye yazmış sayfasında pembe tatlar arkadaşım,ne kadar da doğru sölemiş paylaşılan ödül bahane,hatırlanmak şahane.
Hepsi birbirinden değerli 3 arkadaşım ödüllendirmişler beni.
Arkadaşlarıma beni ödüllendirdikleri ve beni onurlandırdıkları için ayrı ayrı teşekkür ederim. Şimdi bu ödülü diğer arkadaşlarımla paylaşmam gerekiyor (ikinci ödülüm ya,artık tecrübeliyim :)) Ama sevdiğim ve hakettiğini düşündüğüm o kadar çok arkadaşım var ki,
Bazılarınızın el işlerine (bende asla o kadar sabır ve beceri yok ),
Bazılarınızın yaptığı muhteşem yemeklere(bazılarını hemen deniyorum),
Bazılarınızın bizlerle paylaştığı yazılara (güne yazılarınızla başlamak ne kadar güzel) hayranlığım var.Sayfanızda paylaştığınız herşeye ve sizlere sonsuz saygı ve sevgi duyuyorum.Diğer ödülümdede sizleri ayıramamıştım.Bu nedenle hiçbirinizi ayırmaksızın,sitemi ziyaret eden herkesle bu ödülümü paylaşıyorum.
EEE gelmişken misafire kuru kuru çay olmaz,haydi buyrun meyveli tart yiyelim :)

Malzemeler
1 yumurta
yarım margarin
yarım çay bardağı sıvıyağ
1 su bardağı pudra şekeri
1 çorba kaşığı yoğurt
yarım paket kabartma tozu
yarım paket vanilya
yeteri kadar un
İstediğiniz kadar meyve,1 paket muzlu jöle

Kreması için : 2,5 su bardağı süt,1 yumurta,1 vanilya,3 çorba kaşığı un,şeker

Yapılışı
Hamur için yumurta,margarin,sıvıyağ,yoğurt,kabartma tozu ve vanilyayı karıştırıp yavaş yavaş un ekleyerek kulak memesi yumuşaklığında bir hamur yapalım.Bu ölçülerden iki tane tart hamuru çıkıyor.Hamuru iki parçaya bölelim,tart kalıbımızı yada orta boy bir tepsiyi yağlayalım ve hamurumuzu kenarlara taşırarak yerleştirelim ( ortasına krema ve meyvelerimizi koyacağımız için tartımızın kenarlarını taşırarak koyuyoruz ) tapsiye yerleştirdiğimiz hamurları fırına vermeden ortası kabarmasın diye,ortalarına bıçakla delikler açalım,175 derecelik fırına verelim ve hafif pembeleşene kadar pişirelim.
Kremamız için : Sütümüzün içine yumurta,un,vanilya ve yeteri kadar şekeri koyup ocağa alalım pişirelim.
Pişen tartımızı fırından çıkardıktan sonra servis tabağına alalım ve pişen kremamızı içine dökelim.1-2 saat dinlenmeye bırakalım.
Evimizde bulunan meyvelerimizi yıkayıp doğrayalım,kremamızın üzerine dilimleyip yerleştirelim. Diğer tarafta muz jölemizi paketin üzerinde yazan tarife göre hazırlayalım ve çileklerimizin üzerine dökelim ve 1-2 saat dinlendirelim.Soğuyunca servis edelim.
Afiyet olsun

22 Ağustos 2009 Cumartesi

Izgara Tavuk & Kremalı Makarna

Hepinize hayırlı ramazanlar diliyorum; sağlık ve mutlulukla bereketli sofralarınız olsun, ibadetleriniz kabul olsun inşallah.. Bu sene ramazanı yazın idrak ettiğimizden dolayı iftar soframızın daha hafif olmasına dikkat etmeye karar verdim.. Ana yemek olarak ızgara tavuk ve kremalı makarna keyifli bir alternatif oldu..

Bir gece sütte beklettiğim iki parça göğüs tavuğu çok az yağlanmış teflona koyup orta ateşte sık sık ters yüz ederek pişirdim. Haşladığım makarnayı da bir paket krema ve taze fesleğenle 2-3 dk. pişirdim. Yanında salata ile hem pratik, hem doyurucu bir iftar menüsü oldu.

Afiyet olsun!

21 Ağustos 2009 Cuma

Tatil Bitti Çok Yorgunum

Hepinize sevgiler selamlar arkadaşlar.Mübarek ramazana kavuştuk çok şükür hepimize hayırlar getirsin işallah ,evet tatili bitirdik nasıl geçti bir ay rüya gibiydi ama çok keyifli değildi herkesdebir tatsızlık vardı bir dünya telaşı herkesi yormuş güzel günlerde oldu elbette sonraki günlerdebirkısmını paylaşacağım, eşimin tatilimizin son haftası ağır faranjit geçirmesi beni çok yorduşimdi çok

YENİDEN EZOGELİN ÇORBA ! 2009

Evet evet,resim aynı resim!
2005 Ekim ayında yine bir Ramazan ayı başlangıcında yayınlanan tarif...

Tarifi tekrar gündeme getiriyorum çünkü;

Çünkü bu tarife YİNE bir yorum gelmiş bugün ADSIZ , ADI SANI OLMAYAN BİRİNDEN.

Ama adı bile olmayan bu kişi pek bir küstah pek bir terbiye sınırlarını aşan, hatta ve hatta hakaret ederek devam etmiş, o sığ beyniyle, kendince eğlenerek.

Ama görmez ki yaptığı cahilliğini !

Görebilseydi eğer BU ÇORBANIN HEBA OLMADIĞINI DA pek güzel anlardı!
Oradaki yorumların ne anlattığını anlardı CAHİL OLMASAYDI EGER...

Söyleyeceğim çok şey var bu saygısız ve de cahillik kokan yorum hakkında lakin susmaya gayret ediyorum.

Bizi gerçekten takip edenler bilirler ki;

Biz hiç bir zaman ne Zeynep ne de ben işin gösteriş kısmında yer almadık.
İlginç olmak için çırpınmadık.
Yarışmadık.Neysek o olduk.

Anne,teyze,abla,Şerife teyze,Ayşe abla 'nın tarifleriyle sayfalarımızı da doldurmadık! Bizzat emek verdik yaptık...

Denemediğimiz bir şeyi yayınlamadık, kendi yapmadığımız tarifleri biz yapmışız gibi de yapmadık.

Güzel olmayana da Güzel demedik, kandırmadık!


Hem gece gündüz çalıştık, hem ailemize vakit ayırıp hem çocuğumuza da baktık hem de evimizde yemeklerimizi yapıp vaktimiz elverdiğince sevgili dostlarla naçizane paylaştık ki faydamız olabilirse ne ala diye.

Gönülden yapılan sevgiyle sunulan bir hobidir bizim için.
Kar amaçlı yapmadık, şakır şakır da reklamlar almadık.( ki alabiliriz de ! )

Oldukça yoğun, koşturmalı ve zahmetli geçen hayatımızın içinde bu blogda Zeynep ve ben bir nebze nefes aldık, keyif aldık.Yeni dostlar, çok güzel yürekler tanıdık.

Yine bizi gerçekten takip edenler bilirler ki;

Biz bugüne kadar böyle bir yazı da yazmadık.
Onca yersiz yorumlara rağmen sustuk, sataşmalar yapıldı sustuk.
Yorumları sildik.
Arka planda demedik sözler bırakılmadı sustuk bosverdik bu BOS İNSANLARA.

Ve sitemiz Hacklendi, zor kurtardık.

Birilerini birşeyler çok rahatsız ediyor anlaşılan.
Kim-ler olabileceğini yüksek ihtimalle yakaladık!

Ama artık beni de bu durumlar OLDUKÇA RAHATSIZ EDİYOR BİLSİNLER...

Bir daha benzer bir yorum alacak olursak bu sitede,
gereğini yapacağız hiç kuşkuları olmasın!!!...



Ben daha fazla sinirlenmeden ve baş ağrımı arttırmadan bu tatsız yazıyı burada sonlandırıyorum arkadaşlar.

Sözler yerine gidecektir, muhataplarını çok kolay bulacaktır emin olunuz...

Ve Muhteşem Tadıyla :) Ezogelin Çorbasını bir iki ölçü değişimiyle yeniden ağaşıda yayınlıyorum.

Ve hatta yine çokça denenmiş olarak yorum alan tariflerimizden biri olan ET SOTE nin de linkini veriyorum aşağıda.

Zira bu tarife de çokça lüzümsuz yorumlar alıyoruz !Nedense?

Ezogelin Çorba 2005 yayını için tıklayınız,
Et Sote tarifi 2005 yayını için tıklayınız.


Hayırlı Ramazanlar diliyoruz, bereketli geçsin...



Fincan; Türk Kahve Fincanı ölçüsüdür
Et suyu; Dana Bulyon & Kırmızı Et suyudur
Salça; Ben hep ev yapımı salça kullanırım hem domates hem de biber salçası, o yüzden hiç salça türü belirtmek aklıma gelmedi bugüne kadar.
Ama yorumlardan anlıyorum ki belirtmekte fayda var.
Domates ve biber salçası karışık olursa güzel olur.Hele de ev yapımı olursa!


Malzemeler
8 – 10 su bardağı et suyu
Yarım su bardağı kırmızı mercimek
Yarım kahve fincanı pirinç
Yarım fincan ince bulgur
3 çorba kasığı salça
1 büyük kuru soğan
1 çorba kaşığı un
Sıvı yağ
Karabiber, tuz – Arzu ederseniz biraz kırmızı biber yada pul biber
3 Çorba kaşığı kadar kuru nane ve az kekik

Yapılışı

· Tencerede sıvı yağ ile soğanı kavurun
· 1 çorba kaşığı unu da tencereye koyun, iyice karıştırarak hafifçe pembeleşmesini sağlayın
· 8 bardak et suyunu veya kemik suyunu tencereyi karıştırarak yedirin
· Kaynayana kadar karıştırın
· Temizlenip yıkanmış kırmızı mercimekle pirinci ve bulguru da atın
· Sulandırdığınız kaşık salçayı da koyup karıştırın, mercimekle pirinçler patlayana kadar kısık ateşte pişirin
· Bol kuru naneyi tencereye serperek karıştırın ve servis yapın.

Afiyet Olsun,
Figen

Notlarım:
Bu çorbayı yaparken sık sık karıştırın ziraa bakliyatlar dibe çöküp yapışıyor.
Yeterince yoğun oluyor çünkü. Malzeme şiştikçe sıcak su eklemeye devam edebilirsiniz.
Ben genelde ekleyerek devam ediyorum.


FİGEN KARAVAŞ

TAMEKSE KOY SEPETE!!!!



Dün sabah 9:00 civarı evden çıktım Geri döndüğümde ise saat 19:00 dı.Akşam yemeğindeyken telefonum çalıyor alt katımızdan ve bana sabah bir paket bırakıldığını sölüyor.Son gün maillerimden haberdar olduğum ve son gün başvurduğum paketim son günde elime ulaşmıştı Gülermisin ağlarmısın durumu ne kadar çok sevinsemde bu saaten sonra ne yaparım düşüncesi beni uyutmadı:)) http://www.tamekmutfakkeyfi.com/teşekkürlerimi gönderiyorumHem hediyler hemde beni yarışmaya davet ettikleri için....Geç kaldım biliyorum ama yinede siz oylarınız eksik etmeyin:)Tabi beğenirseniz...Diycem ama malesef saat 1 den bu yanatarifimi yükleyemiyor bilgisayar üst katımdaki bilgisayardanda tarifi göndermeyi denedim ama sonuç aynı:((
Bilgi için; http://www.tamekmutfakkeyfi.com/yemekyarismasi/

DUALARINIZI ESİRGEMEYİN

Sevgili arkadaşlar 20 ağustos perşembe günü sabah 9.30 da büyük kızım doğum yaptı 4 gözle beklediğimiz bebeğimiz sağlık sorunları yaşıyor çok üzgünüz dualarınızı esirgemeyin.
İLK ÖDÜLÜM :)))

Sevgili arkadaşım http://sengulceherturden.blogspot.com/ bu güzel ödülü benimle paylaşmış bu ne büyük yürek ve iyi kalpliliktir.Canım arkadaşım çoook teşekkür ederim.
Ama önce,bir şey paylaşmam lazım sizlerle,
Arkadaşım benimle bu ödülü 3 gün önce paylaşmış ama, bu ne demek ben bilmiyorum.Bu konularda çok acemiyim ne yapayım :) Beni bilen arkadaşlarım bilirler,ilk mimlendiğimdede ne yapacağımı bilememiş ve elim ayağım birbirine dolaşmıştı.Tabii bu ödüldede aynısı oldum,baktım diğer arkadaşlar kendi sitelerinde bu ödülü yayınlıyorlar canım arkadaşım (örgüçantam) Haticeye sordum noluyo diye,bana anlattı ve ben de ödülümü almaya gittim.O da ne ödülün altında benim adım kaybolmuş :( arkadaşıma bir yorum yazdım,ödülümü almakta geç kaldığım için sanırım beni silip başka bir arkadaşı yazdın diye :) hemen arkadaşım bana cevap yazdı.Meğer benim baktığım onun ikinci ödülüymüş,arkadaşım benimle ilk aldığı ödülü paylaşmış yüreği güzel arkadaşım,ödül dönüp dolaşıp yine ona gelmiş :))
Şimdi gelelim bu ödülün şartlarına
1-Sizi ödüllendirene teşekkür edin.
Canım arkadaşım çok teşekür ederim.
2- Sizi ödüllendirenin blog linkini yayınlayın.
http://sengulceherturden.blogspot.com/
3- Ödülün logosunu yayınlayın
( Yayınladım)
4- 7 yaratıcı blogeri ödüllendirin.
(Düşündüm ama sevdiğim o kadar çok arkadaşım varki)
CANLARIM BU ÖDÜLÜMÜ BENİ SEVEN SEVMEYEN,TANIYAN TANIMAYAN VE BU YAZIYI OKUYAN HERKESLE PAYLAŞMAK İSTİYORUM.
BANA BU FIRSATI VERDİĞİ İÇİN ŞENGÜL ARKADAŞIMA TEKRAR TEKRAR TEŞEKKÜR EDERİM.
5- Bu 7 bloğun linklerini yayınlayın
.6-Ödellendirdiklerinizi bundan haberdar edin.
7- Kendiniz hakkında 7 ilginç şey yazın.İşte burası çok zor şengül arkadaşımın yazdıklarından sonra vallahi ben çok sıradan bir insanmışım :)
1) İkizlerim 29 haftalık 1.400 gr.doğdularbir ay boyunca onlar kuvözde ben emzirme odasında (hastanede özel odam vardı ama kızlarımı yalnız bırakmamak adına gidememiştim odaya) tabiri caizse tavuklar gibi tünedim :)
2) Kızlar 1.700 gr. olup hastaneden çıktıktan sonra,evde kızlarıma yalnız baktım.
3) Yemek yapmaya bayılırım,gece saat 10 da eşim 'çay yapsan canım ama yanına bir kek olsa ne güzel olur'der.Ben o an mutfağa gider ve çay olana kadar keki yaparım.
4) Buna rağmen yapmayı sevmediğim tek şey,ben yemek yaparken biriken bulaşıkları bulaşık makinesine yerleştirmektir.
5) Evime arkadaşlarım çocuklarıyla birlikte geldiklerinde,çocuklara hiç müdahale etmem,ortalık karışmış dağılmış hiç önemsemem.Yeterki onların neşesi yerinde olsun derim.Arkadaşlarım hep sen böle olmasan eğer çoktan kafayı yerdin diyolar :)
Ben size sölemiştim,çok sıradanmışım,varsa bile başka özelliğim şu an aklıma gelmiyor.
HAYDİ ARKADAŞLAR HERKES ÖDÜLÜNÜ ALSIN.

20 Ağustos 2009 Perşembe

PAZARLAMADA KİTLELERE ULAŞMAK

Oooo... Başlığa bakılırsa derin bir mevzu geliyor demeyin. Tez ödevi niteliğindeki bu başlığın sebebi son dönemde yaşadığım örneklerin artması.

Önce Uno yaşattı aslında çoğumuza bu tecrübeyi. Bir gün eve döndüğümde apartman görevlimiz ben yokken kendisine bırakılan kutuyu teslim edince, o heyecanı ilk kez yaşamıştım. İçinden çıkan adıma yazılmış mektup ve harikulade tasarlanmış bir pazarlama stratejisi ile tanıtılan ürünler, markanın kafamdaki algısını daha da güçlendirmişti. Uno , bunu ürün gruplarının tamamını tanıtana kadar devam etti , eee tabii ben de anlatmaya. Kitle tespiti noktasında son derece başarılı bulduğum bu aktiviteler dizisini Uno, harika bir organizasyonla sürdürdü.

Sonra Tefal, yeni piyasaya sürdüğü ürünü Actifry tanıtmak amacıyla bizleri biraraya getirdi.Yine hedef kitle belliydi.. Sesini blog mecrasından duyuranlar.

Bir sonraki seferde Tamek, içecek grubunu bizlerle buluşturdu. Tamekids ile bu kutu vasıtasıyla daha yakından tanışmış olduk.

Tam mevsiminde, Algida'nın yaptığı bir diğer pazarlama faaliyeti ise ürünün ve markanın gücünü yerinde görme fırsatı tanıdı bizlere. Carte d'or lezzetlerini fabrika bantından tatmanın keyfini günlerce dilimize doladık.

Hem bir blog yazarı hem de pazarlama konusunda kariyerine devam eden bendeniz bu faaliyetlerin her birini bir örneklem, bir trend analizi şeklinde de değerlendirdim aslında. Tümü kendi alanında çok güçlü bu markaların faaliyetlerinin temelinde yatan şeyin özünün, marka bilinirliliği güçlendirmek ve kitlelere aracı kullanmadan ürünü birinci elden, direk temasla tanıtmak olması , günümüz pazarlama alışkanlıklarının ne derece boyut değiştirdiğini bizzat gösteriyor.

İşte bunların son örnekleri...

Geçen hafta yine Tamek'ten aldığım bir kutu oldu. Bu sefer içerisinde konserve, salça vb bir grup ürün yer alıyordu. Kutuların anlamını daha da arttıran isme gelen mektup ile birlikte. Açılan yeni websitesi ve yapılacak yemek yarışmasının tanıtımını içeren kutu yine bahis konusu olacak şekilde son derece etkin hazırlanmıştı.


Bir blog yazarı olduğum için değil, bu sefer şirkete direk tüm personele yönelik yapılan bir pazarlama faaliyetinden bahsedecek olursak, Amerika'nın meşhur Doughnut markası Krispy Kreme , Türkiye pazarına müthiş bir tanıtım ile girdi diye düşünüyorum.

Eğer bu faaliyet için ayırdığı bütçeyi iki ya da üç gün prime time zamanında televizyonda iki sefer reklam döndürerek kullansaydı, aynı etkiyi bırakır mıydı? Ben sanmıyorum.
Çünkü bütün haftasonu Bağdat Caddesi'nde kutu kutu ürün dağıtarak, sonrasında bizim şirket gibi personel sayısı yüksek firmaları hedef alıp onlara da dağıtım yaparak bir iki reklamla yapamayacağı tanıtımı yapmıştır diye düşünüyorum. Haaa bu arada Krispy Kreme'e ben bayıldım , hamuru müthiş.. Yumuşacık ve insanın yedikçe yiyesi geliyor:) Bu iyi bir şey mi tabii tartışabiliriz :)

Pazarlamacı damarım tuttu bu sabah, fazla tuşladım kusura bakmayın artık:) Ama hakedene bir iki kelam etmemek olmaz.

Tüm bu sözlerin ardından herkese iyi ramazanlar diliyorum. Sofralarınız bereketli, ağzınızın tadı yerinde olsun.

Afiyetle,



TAMEK YEMEK YARIŞMASI



Canım arkadaşlarım Tamek mutfak keyfi nin yaptığı yemek yarışmasına 2 tarifimle katıldım. http://www.tamekmutfakkeyfi.com/yemekyarismasi/detay.php?id=6822

http://www.tamekmutfakkeyfi.com/yemekyarismasi/detay.php?id=6886

Bu linkten tıklayıp oy verme işlemini gerçekleştirebilirsiniz.Hepinize şimdiden teşekkür ederim.

Sevgiler

19 Ağustos 2009 Çarşamba

ZEYTİNYAĞLI BARBUNYA

Kuru fasulyeye batılırım etli yada zeytinyağlı.Barbunya da henüz kurumamışından kuru fasulye bana göre.Yaz günleri için ideal bir yemek.
Malzemeler
  • 1 barbunya
  • 1 ortaboy havuç
  • 1 ortaboy soğan
  • yarım su bardağı zeytinyağı
  • Tuz,bir kesme şeker ve maydanoz
Yapılışı
Barbunyalarımızın tanelerini çıkaralım ve yıkayalım.Bir tencere fasulyelerin üzerine çıkacak kadar su koyup bir kaç dakika kaynatalım ve süzelim ( barbunyanın siyah suyunun çıkması için kaynatma işlemini yapıyoruz) Zeytinyağımızı tencere koyup ocağa alalım, kuru soğanı küp küp, havucu dörde bölüp doğrayalım ve zeytinyağında bir iki dakika kadar kavuralım.Bir kesme şeker ve barbunyalarımızı ekleyip bir iki kez çevirdikten sonra,barbunyaların üzerine çıkacak kadar suyunu ekleyip pişmeye bırakalım.Barbunyamız piştikten sonra servis tabağına alalım biraz ılıyınca 7-8 dal maydanozu ince kıyıp üzerine serpelim.
Afiyet olsun