30 Haziran 2008 Pazartesi
BİR SON ve BİR BAŞLANGIÇ
İzin bitti.. İş başladı..
Gün batıyor.. gün doğuyor...
Biten bir şey daha oldu ..
Annemin babasını kaybettik perşembe günü..
Hayatta sevmeli ve sevilmeli... Bir damla göz yaşı kendiliğinden akmalı bitişlerin ardından ..
Ağlayamadım ..
Düşündüm, düşünüyorum , düşüneceğim...
28 Haziran 2008 Cumartesi
Sebzeli Mini Pizza ve Cevizli Kabak Mezesi
İlki, Emel Başdoğan'ın sebzeli mini pizza tarifi.. Malzemelerin evde bulunduğundan emin olduktan sonra hazırlıklara başladım.. Gelelim orjinal tarife ve benim eklemelerime..
Malzemeler:
1 adet patates (ben 2 adet kullandım)
2 adet kabak
sosis (ben 5 adet parmak sosis kullandım)
tuz
karabiber
kekik
4 silme yemek kaşığı un (30 gr.)
2 adet yumurta
1 su bardağı süt
tereyağ (malzemeleri kavurmak için - ben 1 yemek kaşığı sıvıyağ kullandım)
kaşar peyniri (ben ekledim)
Kabuklarını soyduğunuz patatesi küçük küpler halinde kesip tuzlu suya koyun. Suyunu süzüp yağda kavurun. Kabakları yıkadıktan sonra kabuklarıyla birlikte minik küpler halinde kesin. Patatesler kavrulunca kabakları ilave edin ve harcı kavurmaya devam edin. Sosisleri minik minik doğrayın ve kavrulan sebzelere ekleyin. Kısa süre kavurmaya devam edip, tuz, karabiber, kekik ve kaşar peyniri ekleyin. Peynir erimeye başlayınca ocağı kapatın. Harcı 12'li muffin kalıbına pay edin (piştikten sonra yapışmaması için kalıbı yağlayabilirsiniz). Un, yumurta ve sütü blenderda çırpın ve kalıplardaki harcın üzerine dökün. Önceden 180' de ısıtılmış fırında 25 dk. pişirin. Yapışmaz bir spatülle mini pizzaları kalıptan çıkarıp servis yapın.
Mini pizzaların yeterli olmayacağını düşünüp daha önce lise arkadaşları yemeği için yaptığım cevizli kabak mezesi de hazırlamaya karar verdim. Tarif Sahrap Soysal'a ait.
Malzemeler:
3 adet orta boy kabak
2 yemek kaşığı sıvıyağ
1 çay kaşığı tuz
Sosu için:
1 su bardağı yoğurt
1 yemek kaşığı mayonez
3 diş sarımsak
1/2 su bardağı ince çekilmiş ceviz (ben cevizleri elimle gelişigüzel iri parçalara ayırdım)
1 demet dereotu (ben kullanmadım)
1 tatlı kaşığı pul biber
Kabakları iyice yıkadıktan sonra rendenin iri tarafıyla rendeleyin. Sıvıyağla rende kabakları yüksek ısılı ateşte sürekli karıştırarak 5-6 dk.kavurun ve tuz ilave ederek ılınması için kenara alın. Derin bir kapta sos malzemelerini karıştırıp ılınan kabakların üzerine dökün, iyice harmanlayın. Üzerini pul biber ve dilerseniz ekstra cevizle süsleyip servise sunun.
Afiyet olsun!
27 Haziran 2008 Cuma
Herkese merhaba, yoğun geçen bir kışın ardından günlerdir süren eğitimimde nihayet bitti artık tatili hak ettim yirmi günlük iznimin ilk on gününde yukarıda gördüğünüz yere fethiye-ölüdenize gidiyorum ,on gün tatil yapıp dönücem ikinci on günlük iznimide ağustosda alıcam.Fethiye gözlemlerim fotoğraflarımla ve yeni tariflerimle görüşmek dileğiyle.......
Bu arada sitemi ziyaret eden, tariflerimi yapıp beyenip yorum bırakan herkese teşekkürler.
25 Haziran 2008 Çarşamba
Köfte & Piyaz
Piyaz malzemeleri:
2 su bardağı kurufasülye
zeytinyağı
sirke
tuz
karabiber
pul biber
kekik
Köfte malzemeleri:
500 gr. kıyma
1 adet rendelenmiş kuru soğan
4 çorba kaşığı bayat ekmek rendesi
3 çay kaşığı köfte baharatı
3 çay kaşığı kimyon
tuz
karabiber
Afiyet olsun!
Vişne Şurubu
Merhaba,
Gectiğimiz haftalarda evimize bir miktar vişne geldi ve bunları değerlendirmem gerekliydi.
Vişne şurubu yapmayı dusunuyordum ancak biraz daha vişne kalıyordu elimde.
Kalan vişnelerin bir kısmının cekirdeklerini çıkardım ve kaplara koyup dondurucuya attım kısın tatlılarda kullanmak üzere.
Diğer bir kısmını ise guzelce yıkayıp kuruladıktan sonra cekirdekli hali ile kaplara koydum kışın hoşaf yapmak üzere.
Esasen senelerdir içimde Vişne Likörü yapmak vardı , ancak ilk seneler alkol bulamamıştım buralarda. Sonra Votka ile yapılabildigini öğrenmiştim yemek grubumuzdan lakin o vakitte bizim sağlık sorunlarımızdan dolayı alkol yasak oldugu için yine vazgeçmek durumunda kaldım, bir gun belki yaparım en azından gelen misafirlerime ikram ederim:)
Şurup yapımı ise aslında çok kolay. Yalnız dikkat edin Şurup veya Şerbet bu. Yani Hoşaf/Komposto değil.
Şurup sadece meyvenin kendi öz suyu ile oluyor, hoşaf gibi içine su koymuyoruz.
Şurubun kullanımı ise; bir bardaga 2-3 parmak kadar vişne şurubundan koyuyoruz üzerine ise ister buz koyun isterseniz soğuk su ile tamamlayın.Bir bardak ev yapımı has meyve suyunuz hazır oluyor.
Ayrıca bu şurup buzdolabınızda 1 ay durabilir belki fazla da ama 1 ayı garanti ederim.Benim şurubum 3. haftasında ve hala dolabımda mis gibi içilmeyi bekliyor:)
Buyrun tarifimiz:)
Benim ölçülerim yok ne yazık ki vişneleri de tartmadım şekeri de tamamen göz kararı koydum.
- Vişnelerin çürüklerini eziklerini ayıralım
- Güzelce yıkayalım
- Saplarını ayıralım
- Geniş derin bir tencere veya kabınız varsa onu kullanarak, bir sıra vişne dizin üzerine şeker serpin ve boylece bir sıra vişne bir sıra şeker seklinde bitirin işlemi.
- O şekilde bir işlem yapmadan kabın ağzını kapatıp buzdolabına koyun
- Ertesi gün, günde 3-4 kez vakit buldukça kabın kapagını acıp vişneleri elinizle ovun ve tekrar kapagı kapatıp buzdolabına koyun.
- Benim vişnelerim 5 gün dolapta kaldı bu şekilde
- Ben gündüz evde yokum ancak eve gelir gelmez gidip vişneleri ovup bırakıyordum, gece yatana dek 3 kez bu işlemi yapıyordum ve ertesi sabah evden cıkmadan bu işlemi yaptım.
- Vişnelerin ilk suyunu salması ile birlikte siz şekerin kıvamına tadına bakabilirsiniz baktınız ki az şekerli o taktirde üzerine yine bir miktar şeker eklemesi yapabilirsiniz.
- Ben şurubu şekerli seviyorum mayhoş hafif ekşi içemiyorum bu yuzden ben şekerli yaptım şekerden kaçmadım:) Ama siz hafif ekşi olsun derseniz şekeri dikkatli koyun vişne zaten ekşi bir meyve oldugu için öyle hemen cok şekerli olmayacaktır da rahat olun tadına bakarak ayarlayabilirsiniz.
- 5 günün sonunda vişnelerim cok fazla öz suyunu bırakmıs
- Vişneleri guzelce suzuyoruz ince bir suzgude ki posalar akmasın
- Kalan viçne posalarını ise yemekvebiz mail grubumuzdan Sevgili Güzide 'nin dediği gibi yaptım içine su ve şeker koyarak hemen tüketilecek şekilde vişne hoşafı yaptım ki bundan da yaklasık 1,5 lt vişne hoşafı cıktı hazır meyve suyu tadındaydı ve çok daha sağlıklıydı elbette.Bu vesile ile o posaları da kullanmıs oldum teşekkür ederim Güzide'ciğim.
Benimde 2 lt. kadar vişne şurubum oldu ama hepsi tükenmek üzere gelip gidip içiyorum özellikle tatlı krizim tutunca buz gibi serin serin çok güzel oluyor yaz sıcaklarında.
Hepinize güzel bir yaz gecirmenizi diliyorum. İzmir'de sıcaklar başladı ve dayanılmaz oluyor.
Şurubu yapıp deneyecek olanlara şimdiden kolay gelsin ve afiyet olsun diyorum:)
Hepinize sevgilerimle,
Figen Karavaş
23 Haziran 2008 Pazartesi
SOĞAN KROKET
3 adet kuru soğan
2 adet yumurta
1 çay kaşığı karabiber
1 çay kaşığı kırmızıpulbiber
2 çay kaşığı tuz
aldığı kadar galeta unu
kızartmak için sıvıyağ
YAPILIŞI:
Soğanları soyup rendeleyin elinizle suyunu iyice sıkın içine yumurtaları kırın baharatları ekleyin acısını tuzunu damak zevkinize göre ayarlayabilirsiniz.Galeta ununu katıp koyu kıvamlı bir hamur yapın ,elinize yapışmayacak hale gelince elinizle şekil verip kızgın yağda kızartın.Afiyetolsun.
Dr. Oetker Krem Karamel
Malzemeler:
1 adet Dr. Oetker krem karamel toz karışım
2,5 su bardağı süt
1 yumurta sarısı (daha yoğun bir kıvam arzu ederseniz)
Not: Bir sonraki krem karameli Emel'ciğimin tarifiyle yapacağım..
20 Haziran 2008 Cuma
Dakikalara Dikkat Edilmesi Gereken Çilek Reçeli
Çilek reçeli için malzemeler:
1 kg. çilek
1 kg. tozşeker
1/2 limon suyu
Saplarını ayıkladığınız çilekleri iyice yıkayıp derin bir tencereye alın. İlk aşamada çilekleri 20 dk. şekersiz kaynatın. İkinci aşamada şekeri ilave edip çilekleri 20 dk. daha kaynatın. Son olarak limon suyunu ekleyin ve 5 dk.daha kaynatın.
Afiyet olsun!
Annemin notu: Bu reçel tarifinde dakikalara dikkat edilmesi gerekiyor..
19 Haziran 2008 Perşembe
YEMEK BAHANE :)
Kanaltürk kanalında Jess Molho'nun sunduğu programla bu bloğun herhangi bir ilgisi yoktur :) Dolayısıyla kameramanın fazla hareketli olmasından dolayı duyduğunuz rahatsızlık, Jess'in oğluna gönderdiğiniz öpücükleri malesef ben iletemiyorum.
Gün içerisinde iş yerinde olduğum için yayın saatinden dolayı bu programdan hiç haberim yoktu. Ancak ne zaman bazı emailler ve yorumlar almaya başladım , o zaman öğrendim meğer benim bloğumla programın ismi aynıymış. Hiç denk gelip seyretmek nasip olmadı ama daha önce seyrettiğim programlardan bildiğim kadarıyla Jess'in kendine has eğlenceli bir üslubu vardı ve eminim yine aynı şekilde sunuyordur programı.
Yemekbahane (ben bitişik yazıyorum) :) ilk doğduğunda (Ekim 2006) ana fikrimi ilk yazıma yazmıştım. Bu ana fikir nedeniyle bloğuma bu ismi koymuştum. Çok hobisi olan, aktif olarak sosyal hayatın içerisinde hep bulunan biri olarak ben, evlilik ve çalışma hayatının getirdiği yoğunlukla bloğumu açmadan önceki son 2 yılda farkettim ki, iş ve ev dışında artık neredeyse hiç bir ilgisi kalmayan birisi olmaya başlamıştım. O yüzden bloğumun adını Yemekbahane, ana fikrini de "Hayatta sevdiği şeylere vakit ayıranlara..." diye koydum..
Ben son 1,5 senemi bu blog sayesinde çok daha dolu kıldım, bir sürü insanla tanıştım, farklı yönlerimi keşfettim ve en önemlisi de kendime vakit ayırdım. Mutlu olduğum bir şey için zaman yarattım.. Eğer bir gün sadece başkaları için yaşadığınızı ya da zamanın içinde kaybolduğunuzu hissederseniz geç kalmadan kendi içinizde bir yolculuğa çıkın. En çok ne yapmaktan hoşlandığınızı sorgulayın ve imkanlarınız dahilinde az da olsa yapmak istediğiniz şeylere kendiniz için zaman ayırın.Emin olun daha farklı hissedeceksiniz :)
Jess Molho'ya buradan tekrar sevgilerimi ve selamlarımı iletiyorum. İnşallah bir gün bir yerlerde bu iki adaş platform hakkında kendisi ile sohbet etme fırsatımız olur...
Bugün tarif yok :) Bir hafta boyunca da olmayacak ...
Tekrar bir telesekreter mesajı ile sizleri başbaşa bırakıyorum ...
Yemekbahane eşrafı yıllık izne ayrılmıştır , lütfen bizden ayrılmayınız :) 30 Haziran Pazartesi görüşmek üzere ...
Afiyetle ve mutlu kalın !
KABAKLI BÖREK
1 kg.kabak rendesi(yemeklik kabak)
4 adet yufka
3 yumurta
1 tatlı kaşığı şeker
1 tatlı kaşığı tuz
1 tatlı kaşığı karabiber
1 tatlı kaşığı pulbiber
1 çay bardağı süt
1 çay bardağı sıvıyağ
susam çörekotu
YAPILIŞI:
Kare borcamı margarin ile yağlayın birinci yufkayı kenarlardan taşacak şekilde yayın.İkinci yufkayı üzerine buruşuk olarak kenarlardan taşırmadan yayın.Bir çay bardağı süt ile iki yumurtayı ve sıvıyağı karıştırın her katta yufkalara sürün.Rendeleyip suyunu sıktığımız kabakların içine baharatları ve şekeri katıp kaşıkla karıştırıp yufkanın üzerine yarısını döşeyin yine buruşruk olarak yufka koyup yine yağlı süt sürüp kalan kabakları yayın yine son yufkayı buruşuk yayıp ilk yaydığımız yufkadan sarkanları kapatarak börek döşemeyi tamamlayın.En üste yumurta sarısı sürüp susam ya da çörek otu serpip dilimleyip önceden ısıtılmış 200 derecede ki fırında kızarana kadar pişirin.Afiyetolsun.
Yazın Vazgeçilmezleri: Zeytinyağlı Fasulye ve Cacık
Peki ya sizin zeytinyağlı fasulyenin yanına mutlaka pişirdiğiniz ya da hazırladığınız bir vazgeçilmeziniz var mı?
Malzemeler:
1 kg. çalı fasulyesi
1 büyük kuru soğan
4-5 diş sarımsak
2 rendelenmiş domates
2 tatlı kaşığı domates salçası
4 adet kesmeşeker
tuz
zeytinyağı (damak zevkinize göre miktarını ayarlayabilirsiniz)
2 çay bardağı su
Fasulyeleri yıkayıp kenarlarını alın. Arzunuza göre, iri olanları uzunlamasına ikiye kesebilirsiniz. Soğanı, sarımsağı, domatesi rondodan geçirip salçayı da ilave ederek pişirin. Tuzu, şekeri ve 2 çorba kaşığı zeytinyağını da ekleyip sosu iyice pişirin. Fasulyeleri ilave edip iyice karıştırarak sosla özleşmesini sağlayın. Suyunu da ekleyip fasulyeler yumuşayıncaya kadar pişirin. (Benim gibi düdüklü tencerede pişirirseniz 8 dk. yeterli olacaktır.) Piştikten sonra fasulyelerin üzerine arzu ettiğiniz miktarda zeytinyağı gezdirip demlenmesi için tencerenin kapağını kapayın. Ilındığında servise hazırdır.
Benim sevdiğim şekliyle cacık için malzemeler:
4 -5 salatalık yoğurt (yaklaşık 4 su bardağı)
2 diş sarımsak
taze nane
kekik
soğuk su (ben çok koyu sevmediğimden 1/2 lt. ye yakın kullanıyorum)
zeytinyağı (arzuya göre)
Su hariç bütün malzemeleri rondodan geçirip derin bir kaseye alın. İçine soğuk su ekleyip çırpıcıyla iyice karıştırın. Dilerseniz üzerine birkaç damla zeytinyağı gezdirebilir ve taze nane yapraklarıyla süsleyebilirsiniz.
Afiyet olsun!
18 Haziran 2008 Çarşamba
Bafra Pidesi
Merhaba
Dun yemekbiz gurubumuzda gunluk yemek olaylarini paylasirken ne zamandir yapmak isteyip yapamadigim Bafra Pidesinin tarifini sordum.
Imdadima sevgili Muzaffer Ozyaman yetisti. Kendisine bir arkadasi tarafindan iletilen tarifi benimle paylasti.
Bende bugun evde izinli olmamdan istifade edip hemen uygulamaya gectim.
Tarif aynen soyle:
Merhaba Zeynep,
Bafrali bir arkadasimin tarifini vereyim sana. Ben denemedim ama hala arsivimde duruyor.
Kıymalı Pide:
4 Su Bardağı Un, 1 Su Bardağı Ilık Süt, 40 Gr Yaş Maya, (1 kibrit kutusu kadar) 1 Adet Yumurta Sarısı, 1 Adet Yumurta, 1 Kahve Fincanı Eritilmiş Tereyağı, 2 Çorba Kaşığı Sıvıyağ, Tuz, Karabiber.
Ilık sütte mayayı eritin ve kabarana kadar bekletin. Tereyağını eritin. Unu derin bir yoğurma kabına dökün. Ortasını açın ve erittiğiniz tereyağının bir kısmını, yumurtayı, mayalı sütü ve tuzu ekleyin, yoğurun. Yoğurduğunuz hamur kulak memesi yumuşaklığında olmalıdır. Üzerini nemli bir bezle örtüp iyice kabarana kadar ılık bir ortamda bekletin.
Soğanı soyun ve küçük küçük doğrayın. Sivri biberleri ve maydanozu ince ince kesin. Eritilen tereyağının kalanı ile biber ve soğanı kavurun. Kıymayı ilave edip karıştırarak kavurmaya devam edin. Maydanoz, karabiber ve tuz ekleyip iyice karıştırın. Ateşten alıp ılınması için bırakın.
Tezgaha un serpin ve hamuru burada yoğurup 6 parçaya ayırın. Her parçayı merdaneyle oval şekilde açın. Ortalarına kıymalı karışımı yerleştirin ve uzunlamasına olan kenarlarını üzerine kapatın. Üzerlerine bir fırça yardımıyla sıvıyağ sürüp 25-30 dakika kadar bekletin. Yumurta sarısını sürün ve önceden ısıttığınız 200 C ayarlı fırında 25 dakika kadar pişirin. Dilimleyip servis tabağına alın ve sıcak olarak servis yapın.
Afiyet olsun.
Not: Muzaffer Ozyaman'a paylasimi icin tekrar cok tesekkur ediyorum.
17 Haziran 2008 Salı
Elmalı Kurabiye ve Limonlu Kek (PDÇS 25)
Malzemeler:
1 çay bardağı sıvıyağ
1 çay bardağı yoğurt
125 gr Becel (oda sıcaklığında)
1 çay kaşığı kabartma tozu
aldığı kadar un
İç malzemesi için:
4 adet kabuksuz elma rendesi
4 yemek kaşığı şeker
1 tatlı kaşığı tarçın
pudra şekeri (süslemek için)
Tarçın hariç iç malzemeyi karıştırıp kısık ateşte pişirin. Harç piştikten sonra tarçını ilave edip soğuması için kenara alın. Bu sırada hamur malzemelerini karıştırıp yoğurun. Hamurdan parçalar koparıp istediğiniz kurabiye formunu verin ve ortasına iç harçtan ilave edin. Önceden 200' ısıtılmış fırında yaklaşık 20 dk. kurabiyeler beyaz kalacak şekilde pişirin. Servisten önce kurabiyeleri pudra şekeri ile süsleyebilirsiniz.
Not: Aynı hamur tarifiyle tuzlu poğaça da yapabilirsiniz. Hamura biraz tuz ekleyip harcı kıyma, peynir ya da patates olarak ayarlamanız ve poğaçaların üzerine yumurta sarısı sürmeniz yeterli olacaktır..
ve bu da babamın anneme "boynuz kulağı geçmiş" yorumunu yaptığı limonlu kekim..
Malzemeler:
3 yumurta
2 su bardağı toz şeker
3.5 su bardağı un
1 su bardağı yoğurt
200 gr. Becel
1 kabartma tozu
2 limon kabuğu rendesi ve suyu
arzuya göre kuru üzüm, fındık ya da ceviz
Derin bir kapta yumurtaları mikserle çırpın. İçine sırasıyla yoğurt, Becel, un, kabartma tozu, limon kabuğu rendesi ile suyunu ilave edin. Eklediğiniz her malzemeden sonra karışımı mikserle çok iyi çırpın. Arzuya göre hamura kuru üzüm, fındık ya da ceviz ekleyin. Önceden 175' ısıtılmış fırında 45-50 dk. pişirin.
Afiyet olsun!
Kurabiye ve keki sevgili Hülya'nın evsahibeliğini yaptığı PDÇS 25'e yolluyorum. Hülya'cım kolay gelsin..
16 Haziran 2008 Pazartesi
KAKAOLU PUDİNGLİ MUFFİN
Geçenlerde şirketten arkadaşım Sedoşun doğumgününü sabah 07:30'da şirketin hemen yakınındaki küçük bir büfede buluşup kahvaltı ederek kutlama kararı aldığımızda ona süpriz olsun diye bu muffinleri yapmaya karar verdim. Tarifini en sıkı takip ettiğim blogların başını çeken adaş şekerimin bloğunda okuduğum ve denemeye karar verdiğim Muzlu Puding tarifini sadece kakaolu pudingle değiştirerek uyguladım.
Sonuç tek kelime ile muhteşemdi .. Yaklaşık 20 adet muffin elde edince bundan departmandaki arkadaşlarım da nasiplendi haliyle. Burada aldığı tepkilere bakılırsa bu tarif elimin altında hep olacak. Denemek isteyenlere duyurulur.
Bari bu tarifle ne zamandır katılamadığım etkinliklere de katılayım da tam olsun.Bu ayın etkinliği Cupcake Festivali.. Sevgili Zerrin gerçekten çok keyifli bir konu seçmiş kendisine. Neler neler gelecek dünyanın dört bir yanından merakla bekliyorum.
Malzemeler:
- 3 adet yumurta
- 2,5 su bardağı un
- 1 paket kakaolu puding
- 1 çay bardağı toz şeker
- 1 çay bardağı sıvı yağ
- 1 su bardağı süt
- 1 paket kabartma tozu
- 1 paket vanilya
- 1 çay bardağı damla çikolata (üzeri için)
Yumurta ve şekeri , krema kıvamına gelene kadar çırpıyoruz. Bu karışıma süt ve yağı ilave edip çırpmaya devam ediyoruz. Tüm toz malzemeleri bir kaba eliyoruz ve eledikten sonra sıvı harç ile karıştırıp bir müddet daha çırpıyoruz. (Çok koyu olması halinde bir miktar süt ile sulandırabilirsiniz)
Muffin kalıplarımızın içine muffin kağıtlarını yerleştiriyoruz. Her bir kağıdın içine 2/3 'si dolacak şekilde kekimizin harcından döküyoruz.
Damla çikolatalarımızı bir kaşık un ile karıştırıp elekten geçiriyoruz. (Bu işlem çikolataların batmasını engelleyecektir)
Paylaştırdığımız kek harçlarının üzerlerine damla çikolata serpip önceden 180 derece ısıtılmış fırında yaklaşık 25-30 dk kadar pişiriyoruz. (Pişip pişmediğini kürdan batırarak kontrol edebilirsiniz)
Afiyetle,
Prenses Pasta ve Pelin'in Peynirli Baharatlı Çubukları
Menümüz:
- prenses pasta
- mercimek köftesi
- zeytinyağlı biber dolma
- elmalı kurabiye
- limonlu kek
- Pelin'in baharatlı peynirli çubukları
- peynirli börek
- kıymalı börek (her iki börek de patatesli peynirli börek tarifi temel alınarak yapıldı)
Tarifleri paylaşmaya hepimizin çok severek yediği serinletici prenses pastayla başlıyorum..
Prenses pasta için malzemeler:
2 poşet krem şanti
2 su bardağı süt
2 paket Eti piknik (biri sade diğeri kakaolu)
l portakal kabuğu rendesi
3 yemek kaşığı pudra şekeri
100 gr. fındık
Sosu için:
l su bardağı süt
l su bardağı su
4 yemek kaşığı şeker
3 yemek kaşığı kakao
3 tatlı kaşığı nişasta (tepeleme değil)
Malzemeler:
2 yumurta (birinin sarısı üzerine)
1 su bardağı kaşar rendesi
125 gr. oda ısısında tereyağı
1 çorba kaşığı sirke
1/2 paket kabartma tozu
aldığı kadar un
tuz, karabiber, kekik, kuru nane, kuru fesleğen
üzerine serpmek için haşhaş tohumu
Afiyet olsun!
15 Haziran 2008 Pazar
DEPO'dan - Profiterol
Ve en önemlisi de vatanımıza, milletimize hayırlı öğrenciler olabilmelerini temenni ediyorum. Ülkemizin değerlerine sahip çıkacak gençler olmalarını…
******
Depodan bir tarif daha…
Bu resmi ise sanırım 2007 Kasım ayında çekmiştim.
Profiterole bayılırım, öyle ki oğlum henüz 1 haftalık iken evde yalnızken çok canım istedi diye kalkıp profiterol yapmış biriyim:) Bir yandan oğlumu emzirip diğer yandan gidip tatlı yapardım:)
Bunca senedir yaparım yayınlamak bugüneymiş üstelikte DEPO tarifi olarak!...
Bu tariften orta boy olarak yaklaşık 40 adet profiterol çıkıyor.
Profiterol yapmak esasen çok kolay, bir iki püf noktası var bunları bilip uygularsanız topçuklarınız fırından çıkınca sönmez. Bu püf noktalarını tarif içinde verdim..
Ben sos olarak hazır Dr.Oetker’ in Çikolata Sosunu kullanıyorum.
Hamuru için malzemeler
• 1 SB un
• 1 SB su
• 5 yumurta
• Yarım paket margarin (katı olacak)
Kreması için
• 1 kg. süt
• 6 YK un
• 10 YK şeker
• 100 gr. Margarin
• Vanilya
Hazır Çikolata sosu 2 paket ( üzerindeki tarife göre hazırlanacak )
Profiterol toplarının yapılışı;
1. Suyu kaynatın
2. Margarini ilave edin, margarin eriyince içine unu ilave edin ve ocağın altını kısıp bir çırpıcı ile karıştırın
3. Karışım soğuyunca içine tek tek yumurtaları kırın. Burada en önemli püf budur zaten. Yumurtayı kırıp iyice karıştırın sonra diğer yumurtayı kırın ve bu işlemi yumurtalar bitene dek bu şekilde yapın.
4. Oluşan harcı tatlı kaşığı ile yağlı kâğıt serilmiş tepsiye dizin.
5. 200 derece fırına verin, yaklaşık 12–14 dk. Kadar pişirin.
6. Pişince fırını kapatın ancak fırın kapağını açmayın. Bu da 2. ve en önemli püf noktasıdır. Fırın kapağını hemen acarsanız kabaran profiterol toplarınız hemen sönecektir.
Kremanın yapılışı;
• Margarin ve vanilya hariç diğer malzemeleri karıştırarak muhallebi kıvamına getirin.
• Ocağın altını kapatıp margarini ilave edin ve çırpıcı ile karıştırarak margarini eritin en son vanilyayı ekleyin.
7. Daha sonra tepsiyi fırından alın ve soğuyan profiterol
toplarını alt kısımlarından delip kremayı topların içine sıkın
8. Doldurduğunuz topları ayrı bir servis kâsesine alın üzerine hazırlamış olduğunuz çikolata sostan azıcık gezdirin. Sunum esnasında şık olması için.
9. Servis tabaklarına koyduğunuzda üzerlerine bolca çikolata sosu döküp ikram edebilirsiniz.
Afiyet olsun…
Figen Karavaş
DAMLA ÇİKOLATALI KEK
13 Haziran 2008 Cuma
Annemin Naneli Limonatası
Sıcaklar bastırdığında, hem serinlemek hem de günün yorgunluğunu atmak için limonata çok keyifli bir alternatif.. Ben de perşembe akşamı tarif defterimi karıştırırken annemin limonata reçetesine rastladım ve hemen mutfağa girdim.
Malzemeler:
6 adet limon
2,5 çay bardağı tozşeker (damak zevkinize göre şeker miktarını ayarlayabilirsiniz)
1 litre soğuk su
taze nane yaprağı (arzu ettiğiniz miktarda)
Limonu iyice yıkadıktan sonra derince bir kaba rendeleyin. Rendelenmiş limonları kuşbaşı doğrayarak üzerine toz şeker ilave edin. Bu karışımı 1 gece buzdolabında bekletin.
Ertesi gün limonlarla şekerli suyu iyice yoğurarak tel süzgeçten geçirin. Dilerseniz elde ettiğiniz limon konsantresini buzdolabında saklayabilir ve içeceğiniz zaman soğuk su ilave edebilirsiniz, ya da konsantrenin içine soğuk suyu ve nane yapraklarını ekleyip limonatanızı hazır edebilirsiniz.
Buz gibi limonatanızı misafirinize ikram edebilir, ya da kendinizi şımartıp balkonda limonata keyfi yapabilirsiniz..
Afiyet olsun!
Not: Limonatanızdan buz kalıbına koyarak buz elde edebilir, servis yapacağınız zaman bu buzları kullanabilirsiniz. Böylece limonatanın içinde eriyen buzlar içeceğinizi sulandırmamış olur..
PAPATYALI PASTA
12 Haziran 2008 Perşembe
Anneler günü etkinliğine beni sevgili almula ve birdilimdüş davet ettiler bende seve seve katıldım.Benim hediyemi sevgili hülya almış.Hülyacığıma bu yukarıda gördüklerinizi bana aldığı için çooookkk teşekkür ederim hepsi birbirinden şık.Tüm annelerinde tekrar anneler gününü kutlarım.
-malzemeler-
1 paket margarin ( yumuşak olacak),1 çay bardağı sıvıyağ,1 yumurta,1 su bardağı nişasta,1 paket kabartma tozu,1 paket vanilya,6 çorba kaşığı toz şeker,1 çay kaşığı tarçın,5 su bardağı un.
-üzerine-
2 çay kaşığı tarçın,2 çorba kaşığı toz şeker.
-yapılışı-Derin bir kaba unu alalım ve ortasını havuz şeklinde açalım ve dışarda bekleyerek yumuşamış margarini ( eğer tavada eritirsek fazla un alacağından kurabiyenin kıvamını tutturamayız,1-2 saat önceden buzdolabından çıkarıp bekletirsek istediğimiz yumuşaklığa gelecektir) sıvı yağı,yumurtayı,şeker,nişasta,tarçın,kabartma tozu,vanilya yoğurup 10 dakika kadar dinlendirelim.Bir merdane yada oklava yardımıyla tezgahımızın üzerinde yaklaşık yarım cm.kalınlığında açalım istersek bir fincanla yuvarlak şekiller verelim yada kurabiye kalıplarıyla şekiller verip,düz bir tabakta 2 çay kaşığı tarçın ve 2 çorba kaşığı şekeri karıştıralım.Kalıplarla şekillendirdiğimiz kurabiyeden bir tane alıp bir yüzünü hazırladığımız şeker ve tarçın karışımına bastıralım,kurabiyenin bir yüzü şeker ve tarçın görünümünde olsun,kurabiyenin bu yüzü üste gelecek şekilde tepsiye dizelim.Hamur bitene kadar bu işleme devam edelim ve 170 derecede ısıtılmış fırında hafif pembeleşene kadar bekletelim.
-Afiyet olsun-
-NOT-Tatlı yada tuzlu kurabiyeleri fırından aldıktan sonra başka bir kaba alalım.Tepsi sıcak olduğundan fırından çıkmış olsada altı kızarmaya devam edecektir.
11 Haziran 2008 Çarşamba
DENİZ BÖRÜLCESİ
Ne Engin ne ben futboldan ne anlarız ne de bir fanatikliğimiz var..Hadi bayanların bu durumda olması pek tuhaf karşılanmaz ancak özellikle erkek sohbet konularının başını çeken "Futbol" mevzusu açılmaya çalışıldığında , Engin'in de konuya karşı tabiri caizse "zır" kaldığını görenler hayli şaşırıyorlar :) Ben, renklerini sevdiğim için Beşiktaşlıyım :) Engin de güya "Tanju Çolak" zamanından "Cimbomlu":)
Tüm bunların dışında ben milli meselelere duyarsız kalamam ve hiç anlamasamda Euro 2008'de Türkiye'nin oynadığı maçları ara ara zaplasam da:) seyrediyorum. Akşam İsviçre ile olan maçı da seyrettim. Dikkatimi çeken iki şey oldu (ne kadar maçtan anladığımı şimdi görün) ...
1- O ne yağmurdu öyle :)
2- Karşı takımda üç tane Türk vardı .. Yani Türkler Türklere karşı maç yapıyordu... Bu durum bazı İsviçre gazetelerinde son derece nahoş bir şekilde provoke edilmiş belirtildiğine göre. Bir gazete , İsviçre'nin takımında oynayan bir Türk futbolcuyu elinde döner bıçağı tutarak çizmiş..Kestiği de döner..Döner de ..Fatih Terim.. Akıllarınca bizi bize düşürecekler.. Ama hiç de öyle olmadı. Ne onlar bu şekilde yenebildiler.Ne de sahada aynı vatanın çocukları birbirine ters düştü.Maç bu.Düşüyorlar, düşürüyorlar.Ama ne olursa olsun , hangi takımda olurlarsa olsunlar birbirlerinin elinden tutup kaldırmayı bildiler.İşte maçtan anlamayan benim maç sırasında gözümden hiç kaçmayan detaylar bunlardı. Haaa sonuç mu ? İsviçre 1 - Türkiye 2 ... İsviçre'nin artık hiç bir şansı kalmadı. Türkiye ise pazar günü oynanacak Çek Cumhuriyeti maçı ile devam edip etmeyeceğini belirleyecek..
Amanın... Bana bak sen :) Yemek bloğunda spor falan :) Vay beee :=)
Neyse öze dön Müge sen ... Bildiğin konuya ...
Deniz Börülcesi efendim bugünkü tarifimiz ..Alaçatı pazarından almıştım deniz börülcesini. İstanbul'da da satılıyor bildiğim kadarıyla pazarlarda. Aslında yapılışı çok zor olur diye gözüm korkuyordu ama yine de denemek istedim. O kadar da zor değilmiş bunu öğrenmiş oldum.
Bir püf noktası varmış..
İnternetten bir çok tarif okudum ve bir tanesinde (malesef hangisi olduğunu sonradan bulamadım) bir detay yazıyordu..Onu uyguladım..Ne mi ?
Malzemeler:
- 1 demet deniz börülcesi
- tuz
- 1 paket kabartma tozu *** İşte püf noktası
- zeytinyağı
- sarımsak
- limon
- su (haşlamak için)
Deniz börülcesinin diplerini kesip yıkıyoruz. Bir tencereye su, tuz ve kabartma tozunu koyup deniz börülcelerini yaklaşık 20-25 dk kadar (yumuşayana kadar) haşlıyoruz. Soğuyunca her bir sapı sıyırarak içindeki uzun sert çöpü çıkartıyoruz. (kabartma tozu bu işlemin daha kolay olmasını sağlıyor) Tüm sapları sıyırdıktan sonra servis edeceğimiz tabağa alıp ince kıyılmış sarımsak ve zeytinyağı & limon ile servis ediyoruz.
Afiyetle,
İlker'in Tarifiyle Kuymak
Tereyağı eriyecek. Ondan sonra 2 su bardağı su katılacak. Su kaynadıktan sonra mısır unu katılacak. Çok katı olmayacak şekilde olacak. Ondan sonra da tellenen peynir (Karedeniz'de köylerde yapılan bir peynir. İlker İstanbul'da bulamayacağımızı söyledi, onun yerine dil peyniri ya da örgü peynir kullanabilirmişiz) konulup eritilecek. 5 dk. sonra tamam olur.
Afiyet olsun!
Not: Bu lezzeti İstanbul'da da yakalayabilmek için Ayder'den bakır kuymak sahanı almıştık. Dener denemez benim kuymağımın fotoğrafını da ekleyeceğim.. Bu arada kuymak sıcak sıcak yeniyor..
14.06.08 tarihli ekleme: Sofradaki Anadolu etkinliğinde tanışma fırsatı bulduğumuz Trabzon'lu ustanın laz böreğini yerken, kuymak ve mıhlamanın aslında aynı şey olduğunu, Trabzon'da kuymak, Rize'de mıhlama, hatta başka yörelerde başka isimler de aldığını öğrendik..
DEPO'dan Tarifler - Sodalı Havuç
Hani bir zamanlar tarif yazarsınız, ama üstüne başka denemeleriniz olmuştur ve hemen paylaşmak istersiniz bu yüzden de sürekli yaptığınız tarifler hep geri planda kalır ya, işte bu tarifler bende çok fazla birikti. 2-3 senedir taslak olarak bekleyen o kadar çok tarif var ki, hatta güncelliğini yitirdiği , bir çok sitede yayınlandığı için sildiğim çok tarif oldu.
Yavaş yavaş bu tarifleri DEPO dan tarfiler diye yayınlayacağım, yine de arşivimizde bulunsun belki fikir olur ziyaretçi dostlarımıza..
Bu tarifi de 2006 da yapıp çekmiştim.
Çok kolay bir meze ya da zeytinyağlı diyebiliriz. Özellikle soğuk yendiğinde çok daha lezzetli olduğunu düşünüyorum. Üstelikte çok kolay.
Havuçları halka şeklinde kesiyoruz.
1 adet soğanı küp kesiyoruz.
Önce soğanları zeytinyağında kısık ateşte soteleyip karamelize ediyoruz.
Üzerine havuçları ilave edip kavuruyoruz.
Daha donra 1 şişe maden suyu ( soda ) döküp, tuz ve 1 adet kesme şeker ilave edip pişmeye bırakıyoruz.
Pişme işlemi bitince arzu ederseniz üzerine kıyılmış maydanoz serpebilirsiniz.
Bu kadar :)
Afiyet olsun,
Figen Karavaş
DAMLA ÇİKOLATALI KEK
PATATESLİ TUZLU KEK
10 Haziran 2008 Salı
Zeytinyağlı Enginar
Malzemeler:
6 adet enginar
2 adet limon
2 adet kuru soğan
3 yemek kaşığı zeytinyağ
1 çay kaşığı un
tuz
2 adet kesmeşeker
dereotu
bezelye (arzuya göre)
Ayıklanmış enginarların varsa üstlerindeki tüylü kısımlarını bir kaşık yardımıyla ince bir tabaka halinde temizleyip limonla ovun ve kararmamaları için limonlu suda bekletin. Soğanı piyazlık doğrayıp zeytinyağı ile çevirin. Enginarları ve bezelyeleri ilave edin. Tuz, şeker ve unu yarım limon suyu ile karıştırıp enginarların üzerine gezdirin. Üzerine çıkacak kadar su ilave ettikten sonra enginarlar yumuşayıncaya kadar pişirin. Eğer benim gibi düdüklü tencereyi tercih ederseniz 6-7 dk. yeterli olacaktır. Piştikten sonra enginarları servis tabağına alıp üzerlerini dereotuyla süsleyin.
Bu da annemin geçen hafta bizi davet ettiği akşam yemeği için yaptığı enginarlar. Dilerseniz annem gibi enginarlarınızı bezelyesiz de pişirebilirsiniz..
Afiyet olsun!
9 Haziran 2008 Pazartesi
Karadeniz Turu Son Gün Uzungöl - Ayder Yaylası
Arabayı aşağıda bırakıp göle tepeden bakmak için yukarı tırmanıyoruz..
Öğlen Uzungöl'den ayrılıp sınır kapısına gidiyoruz..
Dönüşte Rize'nin Çamlıhemşin girişinden Ayder Yaylası'na doğru yol alıyoruz.
Gezimiz boyunca gördüğümüz teleferiklere Çamlıhemşin'de de rastlıyoruz. Vadilerin yamaçlarına kurulu köylerin hanelerinin bahçeleri karşı yamaçta olabildiğinden, kurdukları teleferiklerle kimi zaman ürünlerini kimi zaman da insan taşıdıklarını öğreniyoruz..
Çok vakit geçmeden Ayder Yaylası'ndayız..
Her yer yemyeşil, çimenler bir örtü gibi etrafı kaplamış.. Pekçok motel ve pansiyon var, biz Kuşpuni'nde karar kılıyoruz.. Tertemiz ve sımsıcak bir dağ evi burası..
Pencereden gördüğümüz ve gün boyu sesini duyduğumuz güzellik..
Açık hava karnımızı acıktırınca akşam yemeği molası veriyoruz..
Tereyağlı kaşarlı alabalık
karışık salata
ustadan tarifini aldığım mıhlama..
ve turşu..
Ertesi sabah Kuşpuni'nde kahvaltıyla Karadeniz gezimizi sonlandırıyoruz..
Sanki Karadeniz de hüzünlü biz onu bırakıyoruz diye.. Bir daha gelmeye söz vererek muhteşem doğası, güleryüzlü insanları, nefis mutfağı ile yolculuk boyunca gezip gördüğümüz yerleri düşünüyoruz.. Kimbilir İstanbul'a gidince nasıl alışacağız..