1 Haziran 2010 , bugün ilk sayımızla karşınızdayız !
Dergimize http://www.ajandadergi.blogspot.com/ adresinden ulaşabilirsiniz.
Uzun zamandır bir şey için bu kadar heyecanlanmamıştım sanırım ...
Keyifli okumalar diliyorum,
1 Haziran 2010 , bugün ilk sayımızla karşınızdayız !
Dergimize http://www.ajandadergi.blogspot.com/ adresinden ulaşabilirsiniz.
Uzun zamandır bir şey için bu kadar heyecanlanmamıştım sanırım ...
Keyifli okumalar diliyorum,
Geçen yazımda bahsettiğim üzere, bu sıra mutfaktan uzak kalışımın güzel bir sebebi var... AJANDA 'yı hazırlamakla meşguldük. Çocukluk arkadaşım Sinem ile ayaküstü konuşurken ortaya attığımız fikir, 1 Haziran 2010 itibari ile yayına giriyor olacak.
Donanımlı bir ekiple hazırladığımız AJANDA'ya ücretsiz abone olabilir ve her ay dergi yayımlandığında otomatik olarak emailinize yeni sayıyı alabilirsiniz. Bunun için yapmanız gerekn tek şey www.ajandadergi.blogspot.com adresine girerek sol tarafta yer alan email alanına emailinizi girmek ve kaydolmak.
AJANDA'nın ilk sayısına davet ediyorum sizleri ve heyecanla yorumlarınızı bekliyorum!
------------------------------
AJANDA
Eğlenceli ve Kültürel Etkinlik Önerileri
Gezecek, okuyacak, seyredecek, deneyecek, değerlendirecek, ilginizi çekecek birçok şeyin olduğu bir dergi hazırladık, adını AJANDA koyduk!
AJANDA tam 1 AY boyunca ne yapmalı, nereye gitmeli, ne seyretmeli, ne okumalı gibi sorularınıza cevap bulacak, sizlere rehberlik edecek. Ayrıca kitap, film inceleme yazıları, röportajlar, ayın bloğu, yazı dizileri, fotoğrafçılık, dalış, çocuklarla aktiviteler, İstanbul’da turist olmak gibi türlü türlü ilgi çekici konu AJANDA’da.
Online kültür, sanat, etkinlik dergisi AJANDA ilk sayısı ile 1 Haziran 2010'da ajandadergi.blogspot.com da. Ücretsiz abone olabilir, indirebilir, kaydedebilir, bir ayı nasıl geçireceğinizi bizimle planlayabilirsiniz.
“1 Ay Garanti”
Dergiyi masaüstünüze indirin, 1 ay boyunca sıkılmadan okuyun!
Sizleri ilk sayımızı okumaya davet ediyoruz !
AJANDA Ekibi
Tarif vermeye bu kadar mola yeter sanırım. Bu ara yine biraz uzaklaştım mutfaktan. Sadece karnımızı doyurmak amaçlı bir pişirme eylemindeyim, yani sıradan şeyler geçiyor elimden. Bu uzaklaşmanın güzel bir sebebi var, bu haftasonuna doğru sizlere anlatacağım zaten. Güzel bir uğraş peşindeyim, sizlerle paylaşmak için sabırsızlanıyorum aslında.Umarım bu heyecanıma sizler de ortak olursunuz.
Bu böreği akşam yemeği için gelen misafirlerime pişirmiştim. Pazı ve havucu birbirine yakıştırdığım için iç malzemeyi de bu şekilde seçtim, tabii yine arzuya göre iç malzeme değişebilir.
Malzemeler:
Pazıları yıkayıp, ince ince doğruyoruz. Soğanı da yemeklik doğrayıp, 2 yemek kaşığı sıvıyağ ile birlikte derin bir tavaya alıyoruz. Orta hararetteki ateşte sotelediğimiz soğanlara bir müddet sonra pazıları da ilave ederek, beraberce pişiriyoruz. Bu aşamada tuzunu katıp kapak örtmeden pazılar iyice kavrulup suyunu çekene kadar pişirmeye devam ediyoruz.
Diğer yandan havuçları temizleyip rendeliyoruz ve bir başka tavaya daha bir miktar sıvıyağ ekleyip havuçları orta kuvvetteki ateşte soteliyoruz. Havuçlar da pişince pazı ile karıştırıp iç harcın hazırlığını tamamlıyoruz. Bu aşamada harcın tuzunu da kontrol edip, gerekiyorsa ilave ediyoruz.
Böreği yapacağımız tepsiyi (3 yufka ile yaptığımız için orta boy bir borcam yeterli olacaktır) margarin ile yağlıyoruz.
Bir kaseye 3-4 yemek kaşığı sıvıyağ ve 1 çay bardağı su ile bir karışım hazırlıyoruz. 3 yufkanın herbirini ortadan ikiye keserek 6 adet yarım daire şeklinde yufka elde ediyoruz. Her bir yarım daire yufkayı bir fırça yardımı ile önce su ve sıvıyağlı karışımla nemlendiriyoruz. Geniş tarafına hazırladığımız harçtan koyarak uzun bir rulo yapıyoruz.Gül gibi kıvararak tepsinin ortasına yerleştiriyoruz. Diğer yarım ayları da aynı şekilde hazırlayıp ortadaki gülün çevresine sararak böreği tamamlıyoruz.
Yumurta sarısını böreğin üzerine sürüp, susam serptikten sonra önceden 180 derecede ısınmış fırında üzeri kızarana kadar pişiriyoruz.
Afiyetle, sağlıkla